🌔 Bacakta Platin Ne Kadar Kalır
Arşiv] şiir/ kadırga Şiir. merhaba sevgili ahmet uysal; işte ancak elektronik postanın nimetleri karşılıyor ve karşılaştırıyor bizleri.Modernliğin taşıdığı bir trajedi.Ne demeli ki?Cinoz'la buradan mesajlaşabiliyorum.Safranboluya rakı içmeye, olvido'yu dinlemeye davet ediyorOkullar henüz kapanmadı Ahmet abim1 temmuz sonrası özgürlük.Geçen sitede
Doktoragit dedim, gitmiş..Bacakta ve platinde her hangi bir hasar yok..MR istemişler bel ve bacak. Platin MR'a uyumlu mu değil mi ona bakıyorlarmış. Ama ağrı hiç kesilmiyor diyor. Ben kardeşimde de var. Ona da aynı bu tandık gibi sarhoş bir sürücü çarptı. İnsanların hayatlarını ne kadar kolay harcıyorlar canavar yaratıklar.
Belgenizinüzerine fare işaretçisi bir fare işaretçisine dönüşür. Belgenin bir bölümünde veya tamamsinde vurgulamayı kaldırma. Vurgulamayı kaldırmak istediğiniz metni seçin veya belgeden metnin tamamını seçmek için Ctrl+A tuşlarına basın. Giriş'e gidin ve Metin Vurgu Rengi'nin yanındaki oku seçin.
BacaklardakiAğrı, Damar Tıkanıklığının İşareti Olabilir. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi KVC Uzmanı, damar sertliğinin erken yakalanmasıyla, kalp krizi ve inme riskine karşı önlem alınabildiğini söylüyor. Tıkanıklığın en önemli belirtilerden biri olan bacaklarda görülen ağrılardır o yüzden zaman
Cildimizgün içerisinde birçok dış etkene maruz kalır. Bu sebeple yüzümüzü temizlik ürünleri ile birlikte cilt bakımı için kullanacağımız yüz temizleme cihazı ve fırçası ile düzenli olarak temizleyerek çok daha etkili bir temizlik elde edebiliriz. Yüz temizleme fırçası ve cihazları aynı zamanda ciltteki ölü hücreleri de nazikçe temizler.
İngilizceyiEtkilemiş 9 Dil. 11 Mart 2014 • Güncellenme tarihi 13 Aralık 2021. Article by: Ezgi. Preply eğitmeni Contact Ezgi. İngilizcede mevcut sözcüklerden pek azının bu dile ait otantik sözcükler olduğu biliniyor. İngilizcenin sözcük hazinesini büyük ölçüde yabancı dillerden alınan sözcükler oluşturuyor. Bu
Sağdizden, ayak bileğime kadar 40 cm platin bulunuyor. Sakat bacakla, değnekle 2 sene GATA'da süründükten sonra 2012 yılında asteğmen olarak askere aldılar, raporumu birliğime göndermediler, 3 ay bacağımı kullanmadığım hareketler dışındaki tüm spor aktivitelerine soktular.
MemeKanseri Nasıl Tedavi Edilir? Kategori: Meme Kanseri Bu bilgiler Amerikan Kanser Örgütü Kanser Bilgi Veritabanı Editör Kurulunda hizmet veren doktor ve
Hiçbirinsan evladı için bu kadar efor sarf etmeyeceğiz. Kebap yiyeceğiz, eşofman giyeceğiz, her buluşmada keyfimiz ne isterse onu yapacağız. Canı isteyen gelir.
Zihinrahatlamayınca kaslar gevşeyemez. Kaslar gevşeyemeyince kaliteli uyku olmaz. Ertesi gün kaslara aynı yük tekrar yüklenir, dinlenemeyen kaslar güne yorgun başlar. Kısa bir süre öncesine kadar yaşlılık hastalığı olarak tanımlanan fıtık şimdilerde genç yaşlara indi, nedeni yorgun kaslar, kasları yoran da stres."
Üstnota : parfümün sıkıldığı an duyulan ilk kokudur ve en uçucu esanlardan oluştuğu için etkisi ancak birkaç dakika sürer. Orta nota : keskin üst notalar yok olduğunda ortaya çıkar ve etkisi birkaç saat sürer. Parfümün karakteri, onu farklı ve beğenilir kılan bölüm aslında bu katmanın içindedir.
Sırtağrılarına bağlı olarak oluşan kambur sayısı da hayli fazla. Bu sayı, çok geç olmadan bir şey yapmanın ne kadar önemli olduğunu gösterir. Nikolai Amosov sağlığımızın elimizde olduğuna inanan dahi bir cerrah ve yazar. Sistematik yaklaşımı gelecekte ciddi sorunlardan kaçınmamıza yardımcı olabilir.
SwdFY. Mesaj Gönderim Zamanı 0221 1 Zoran Misafir Üye 0 Merhabalar Siteye yeni uye oldum,oncelikle herkese gecmis olsun deyip kendimi tanitayim 43 yasindayim ve yaklasik 10 yildir bel sorunu yasiyorum. 2005 yilinda mikrodiskektomi yontemi ile istanbul da bel fitigi ameliyati oldum L4-L5-S1. Maalesef hic bir degisiklik olmadi ve 2009 da ayni doktora tekrar gittim,fitik yenilemis tekrar yapalim dedi,ayni yontemle tekrar ameliyat oldum,sonuc yine olumsuz. Aglaya sizlaya 3 yil daha gecti,bu defa izmirde bir kac degisik doktora gorundum ve hepsi platin takilmasi gerekiyor dedi,bu konuda cok uzman olan bir doktora ameliyat olmaya karar verdim,emara gore L3-L4-L5-S1 bolgelerine platin takacagiz dedi,ameliyattan uyandigimda sag ayagimda his kaybi vardi,yuruttuklerindede ayagimin düstügünü gordum,doktorum sinirlere bir miktar dokunmus olabiliriz bir iki haftaya gecer dedi, ama maalesef gecmedi,muthis yanma,agri,aci,uyusukluk,tarifi mumkun olmayan bir agri ve ayak dusmesi,ayni zamanda belimdede inanilmaz agrilar vardi. Bir yil boyunca kuvvetli agri kesiciler kullandim ve fizik tedaviye gittim,ama mayis ayinda tekrar gittim ve ilacli emar cekildi,maalesef L3 bolgesindeki vidalar tutmamis ve kemigin icini oymus bosta geziyormus vidalar,acil ameliyatla cikarmamiz gerekiyor denildi,ve ameliyatla L3 bolgesindeki vidalar cikarildi,L4-L5-S1 duruyor. Bacaktaki sinir hasari ve agri yanmalar halen ilk gunki kadar siddetli,belimde ki agrilarda inanilmaz boyutta,bes dakika oturamiyorum sanki mangalin uzerinde oturuyormuscasina kalcalarim yaniyor,belime ter taraftan agir kalin demir sopalar saplanmis gibi agrilar var,egilip bukulemiyorum donemiyorum,corabimi dahi giyemiyorum,agri ve acilar yuzunden cildirmak uzereyim. Doktorum son emarda hersey normal gorunuyor yapacak baska bir sey yok hepsini cikarmayi teklif ettim ama olmaz diyor,cunku platinleri takmak icin omurilik teki sag ve solda bulunan kelebekleri kestik,platinler cikarsa belin merdiven gibi coker diyor Ne yapacagimi sasir is bu konularda bilgisi olan,belki benim yasadiklarimin benzerini yasamis ve sorunu cozulmus olanlar varsa lutfen beni aydinlatabilirmi,her turlu bilgiye ve tecrubeye ihtiyacim var Ilginiz icin simdiden cok tesekkur ederim Mesaj Gönderim Zamanı 1129 2 Zoran Misafir Üye 0 Merhaba 10 yildir yasadigim bel sorunumu en kisa sekilde ozetlemeye 2 microdiskektomi bel fitigi ameliyati sonrasi 3 uncu ameliyatta belime 8 adet vida takildi,fakat 1 yillik dayanilmaz acilar neticesinde 2 tane vidanin tutmadigi goruldu ve tekrar ameliyatla L3 bolgesindeki 2 vida tekrar 1 yil gecmesine ragmen acilar dinmedibu arada ameliyat esnasinda sinirleri zedelemisler ve buna bagli olarak sag ayak dustu ve neropatik agri basladi tekrar baska baska doktorlara gittim,Azmi Hamzaoglu dahil olmak uzere bir cok doktora gorundum,her doktor baska oneride bulundu,vidalar konurken omurilik yan ve arka cikinti faset ler alinmis,bu yuzden vidalar cikarilirsa omurilik tane diski cikarip metal disk ve faset konulmasi gerektigi soylendi,bir baska doktorda bunlara hic gerek yok omurilik cok duz ve saglam,zaten disklerde sertlesmis tekrar fitik olma riski cok cok dusuk,tek problem omurilik faset cikintilarinin alinmis olmasi dedi ve bir oneride bulundu,vidalari cikarip oradaki bolgeye fuzyonkemik plakalar koyarak omuriligin stabilizasyonunu saglamak sekilde buyuk bir ihtimalle bayagi bir iyilesmem hafta once vidalarim alindi,kemik tozu ile dolduruldu ve 2 adet fuzyon kemik plaka agrilarim bir hayli azaldi,2 ay korse kullanmam ve ters hareket yapmamam gerekiyor,konan kemikler 6 ay icinde omurilige ya olmazsa ya belim cidden cokerse diye cok icinizde bu tarz bir ameliyat olan varmi? Fuzyon kemik koyma ameliyati hakkinda tecrubesi olan arkadaslar varsa lutfen bana deneyimlerini tesekkur ederim hepimize gecmisler olsun Mesaj Gönderim Zamanı 1130 3 Üye 0 Merhaba bende bel kayması ameliyatı oldum ve 6 tane vida takıldı ve rahatsız ettiği için çıkartırmayı düşünüyorum platinlerini aldıran insanlarla konuştuğum da dediğiniz gibi herhangi bir faset çıkarılması ve platinlerin çıktığında omuriliğin çökmesi gibi bir olay duymamıştım platinler internette okuduğum kadar kemiklerin birbirine kaynaması için konulur 1 yıl sonra kaymana tamamlandıktan sonra yük omurliğe binip platinler 2 planda kalır diye biliyorum siz biraz korkuttunuz beni platinlerden kurtulmak istiyorum çünkü beni çok rahatsız ediyor ama platinlerin takılması için fasetlerin çıkarılması gibi bir olayı sizin yazınızdan duydum sadece Bana Vida Takıldı Bunlar Çıkartılacak mı? Vidalı ameliyat yaptığımız hastaların vidalarını çıkartmayız bunlar titanyum denilen özel alaşımdan yapılır ve vücuda uyumludur .ancak ve ancak hasta çok ağır bir travma geçirip kırılmadığı sürece çıkartmayız. Ayrıca vidalı ameliyatlarda ki amacımız omurgayı füzyon dedigimiz omurgayı birbirine tutturmak ve kemikleşmesini sağlamaktır. Kemikleştikten sonra bu genellikle 1 yıl içerisinde olur. Vidalar amacını yitirir artık yükü kemikleşen omurga taşımaktadır. Çıkartılmasında hiçbir sakınca yoktur. Ancak ve ancak hasta çok ağır bir travma geçirip kırılmadığı sürece ya da hasta psikolojik olarak alışamadıysa bunlar bana batıyor şeklinde ifadelerde bulunuyorsa o zaman vidaları çıkartmayı düşünebiliriz. Vidalar , eğilmemizi kesinlikle engellememektedir. buda bir beyin cerrahının yazı alıntıdır platinleri alınabileceğini bana ameliyat eden doktorumda söylemişti ki bende platinlerini çeşitli nedenlerle aldıran insanlar tanıyorum platin kırılması intihap nedeniyle yada rahatsız ettiği için kemikler kaynadıysa alınabiliyor. yani Allah korusun kimseden omurliğin çökmesi gibi bir durum duymadım merak ettiğim siz platinlerini aldırdıktan sonra ki süreç nasıldı platinler vücudunuzda ne kadar süre kaldı platinilerini aldırmak istiyen biri olarak beni aydınlatırsanız sevinirim. Allah şifa versin Mesaj Gönderim Zamanı 1646 4 Üye 0 Merhaba arkadaslar, banada boyun fitigi teshisi kondu ve hemen ameliyat olmam gerektigi soylendi ama iyice arastirdigimda tanidiklarin tavsiye ettigi dr lar bu agriys dayana bildigim kadar sabretmemi ve ilkonce fizik tedawi ile yola cikmami soylediler 20 gun fizik tedaviye gittim ordaki dr larin yazdigi yesil receteli agri kesici ile geceleri uyuyabildim parmak uclarim surekli uyusup karincalaniyordu ensonunda termal kaplicaya gittim yuzmeye basladim ve dr soyledigi her sabah oglen ve aksam yapmam gereken hareketleri yapmaya dewam ettim. Yesil receteli ilaci surekli yazmoyorlar ama agrilarimda eskisi kadar cok siddetli olmamaya basladi. Daha sonra bana bir yakinim ozan yagi ve Kantoron yagi ile masaj yaptirmami ve aksamlari masaj yapilan yeri plastik strecle tamamen sarip yatmami soyledi bunu 2 hafta boyunca uyguladiktan sonra boyun fitigimla ilgili hicbir sikintim kalmadi yalniz ozon yaginin safini arastirip bulmaniz gerekiyor ameliyat olmadan once lutfen soylediklerimi deneyin arkadaslar herkese hayirli ramazanlar saygilar Mesaj Gönderim Zamanı 1357 5 0 annemin şiddetli ağrıları vadı yatalak olmuştu ileri derecede beltiğı dediler ve çok uzun araştırmalardan sonra o harika dr. annemi iylerştirdi...fıtık ameliyatında sakat kalan bir yakınımızı tekrar ameliyat ederek yatalak kalmasını engelleyip tekrar eski sağlıgına acılarını dindiren eski sağlığına kavuşmasını sağlayan o güzel doktorun ismini veriyorum size haliçhospital hastasesinde murat uçankale doktorun telefonunu hastaneden o doktora gidiniz hastanede bile kime sorsanız iyi bir referansla anlatıcaklardır size çok iyi bir doktor. ameliyatını sonrasında ağrılarınız dinmeliydi...ALLAH SİZE ACİL ŞİFALAR VERSİN. Mesaj Gönderim Zamanı 1644 6 Üye 0 Merhaba. Benim de Belime takilan platinler sonrasinda sol bacakta gucsuzluk ve noropatik agri Gelişti. Platinlerin bazilari cikarilmasina ragmen agrilarim devam ediyor. Cok guclu ilaclara ragmen geceleri agridan uyuyamiyorum. Sizin durumunuz simdi Nasil oldu? Doktorunuzun ismini ogrenebilir miyim? Mesaj Gönderim Zamanı 1744 7 Üye 0 Platin takılırken omurilikten kesmeler yapıldığını duymamıştım, Allah şifa versin... Mesaj Gönderim Zamanı 0051 8 Üye 0 Sayin Zoran Su an sikayetleriniz Nasil oldu? Ben de Izmirde oturuyorum. Rahatsizligimiz cok benziyor. Benim de bir vida nedeniyle sol bacagimda felc Gelişti, vida cikarilinca felc biraz azaldi. Ama cok siddetli agrilarim devam ediyor. Bahsettiginiz, yanma Ve batma agrilari ilaclardan Fayda gormedigi icin geceleri uyuyamiyorum. Yardiminizi rica ediyorum. Doktorunuzun ismini yazarmisiniz? Mesaj Gönderim Zamanı 1052 9 Üye 0 yaklaşık 2000 yılından beri ayaklarımda karıncalanma kalçamda şiddetli ağrı vardı askerde ağır sırt çantası taşımaktan omirilikte zedelenme olmuş zaman zaman şidddetli ağrılar yaşıyordum akşamları yatamıyordum ağrıdan sağ bacağımda uyuşukluk güç kaybı başlamıştı istanbul esenyurt devlet hastanesinde mr çekilmesi sonucu omurilik kanal darlığı olduğu tespit edildi doktor fizik tedaviye yolladı fizik tedaviye 15 seans gittim hiç bir faydası olmadı tavsiye üzerine avcılar murat kölük devlet hastanesinde levent berat tuna isimli beyin sinir cerrahi doktoruna muayene oldum mr bakıp kanal darlığı ve fıtık olduğunu dar kanalı temizleyip platin takılması gerktiğini söyledi doktora güvenim tamdı ameliyat oldum 30 mart 2016 da 4 gün hastanede yattım 10 günde normal yurumeye başladım şuan eğilip kalkmlar yavaş yavaş düzeliyor her geçen gün ağrı sıfır raht uykum var ALLAH levent beyden razı olsun işinin ehli ve kişilik olarakta çok kaliteli bir doktor yapılması gereken ne ise onu yapıyor tavsiye ederim Mesaj Gönderim Zamanı 1348 10 Üye 0 Zoran iyi günler bahsettiğiniz şikayetlerin birebir aynısını annem yaşıyor birkaç doktora göründük aynı şeyleri söylediler sizden bilgi almak istiyorum ulaşabilrmisiniz bana ozdenyasin45 Mesaj Gönderim Zamanı 1532 11 Üye 0 Platin yabancı madde, vücudun yabancı maddeye nasıl tepki vereceğini bilemeyiz. Doğal olmayan müdahalelerde çok ama çok dikkatli olmalıyız... Mesaj Gönderim Zamanı 1742 12 0 6 sene evvel migrocerrahi sistemle bel fıtığı ameliyat oldum ameliyattan önceki halimden daha kötü oldum korkumdan 6 sene doktora gitmedim takii allah razı olsun 1 ay öncesi doktorumla tanışasaya kadar doktorum emar istedi 5 fıtık ve bel kayması olduğunu söyledi 8 titanyum cıvata takacağını söyledi 5 saat ameliyattan sonra uyandığımda hiç ağrı hissetmedim 24 saatte yürüdüm 3 günde evime gittim şimdilik korse takıyom yürürken hiç bir sıkıntım yok şimdilik allh razı olsun doktorumdan BU 20 GÜN OLDU AMELİYAT OLALI HER GÜN SABAH AKŞAM 2 KM YÜRÜYORUM ALLAH İNSANLARI DOKTORUNDA İİSİNE RAST GELMESİNİ TEMENNİ EDİYORUM 😂😀 Mesaj Gönderim Zamanı 1315 13 Üye 0 Ameliyat sonrası sinir hasarı yaşayan var mi Mesaj Gönderim Zamanı 1453 14 Üye 0 Merhaba Zoran, biz seninle hemen hemen aynı durumda gibiyiz en son durumun nasıl? Benim 6 ay oldu kontroller sıkıntı gorunmuyor ama ben baya sıkıntılıyım. En alt vidayı hangi doktor cıkardı ve araya yapay disk koydu acaba bende bir gorunmek isterim. Benimde fasetler yok şuan Merhaba sizinle irtibata geçmem gerekiyor sizile hemen hemen aynı durumda gibiyim yardım ederseniz çok mutlu olurum lütfen. Mesaj Gönderim Zamanı 2155 15 Üye 0 sayın Zoran gorurseniz tarikclkgl adresine mail atin lutfen
Tarakların taze kalma süresi, tarakların sıkışmış veya hala kabuğun içinde olup olmadığı gibi bir dizi faktöre bağlıdır; örneğin, taze kesilmiş tarak buzdolabında dört gün boyunca taze kalabilir. Tarak gibi canlı yumuşakçalar 10 güne kadar 34-38 derece Fahrenheit buzdolabında saklanabilir. Kıvrılmış taraklar, yayılmalarına izin veren düz bir tepside tutulmalıdır. Tepsinin alt tarafını hizalayın, tarakları ekleyin ve daha sonra buz ile doldurun. Tarakları kullanıma hazır olana kadar buzda tutun. Taze deniz tarağı, açılıp kapanabilir plastik torbaların içindeki donmuş suda, 0 derece Fahrenheit'te altı ay boyunca saklanabilir.
Platin Rengi Saçlara Nasıl Bakım Yapılır?Platin saçlar nasıl bakılmalı? Son yıllarda iyice bir moda akımı haline gelen platin sarısı saç rengi, her geçen gün daha da popülarite kazanmaya devam ediyor. Fakat saç bakım uzmanlarının aktardıkları bilgilere göre açık tenli kadınlara daha çok yakışan platin rengine sahip olmak için verilen uğraş ve saçlarda yapılan işlemler saçların zarar görmesine neden oluyor. Bu yazımızda platin renkli saçlara bakım önerilerini vererek saçlarınızın en az zarar görmesini sağlayacak yöntemleri platin saçlar için bakım önerileri...1. Saç Maskesi KullanınPlatin renk saça bakım yaparken kullanmamız gereken en önemli ürün saç maskeleridir. Platin renkli saçlar, daha fazla neme ihtiyaç duyarlar ve bu nemi sağlamak için de bazı uygulamaları kullanmakta fayda vardır. Saçların nem oranını dengeleyen saç maskesi, haftada bir kullanılması durumunda saçların yıpranması durumunu ortadan kaldırır. Saç maskesini uygularken yarım saat kadar saçlarınızı toplayarak bone ile kapatın. Ardından hafif şampuan ile saçlarınızı yıkayın. Bu işlemi haftada 1 defa uygulamanız durumunda saçlarınızın canlandığını ve yenilendiğini Isıdan KoruyunSaçların zarar görmesinin en büyük nedenlerinden biri de aşırı ısıya maruz kalmasıdır. Saç düzleştiriciler ve fön makineleri kullanıldığında saçlar nem oranını kaybeder. Bu yüzden hem saçlarda kırılma başlar hem de deri sorunları görülmeye başlar. Bu yüzden düzleştirici veya diğer cihazları kullanırken ısı derecelerini mümkün oldukça en düşük seviyede tutmaya özen Yanınızda Sprey TaşıyınPlatin renk saça bakım yaparken gül suyu kullanmak oldukça önemlidir. Çantalarımızın içerisinde her zaman bolca bakım malzemesi bulunur. Bu bakım malzemelerinin arasında mutlaka gül suyu bulunması gerekiyor. Çünkü platin renkli saçlar için bakım önerileri arasında saçlara gün içinde gül suyu spreyi uygulamak büyük önem taşıyor. Saçların nem oranını korumak için son derece ideal bir yöntem olan bu sprey ile saçlarınızın daha doğal ve sağlıklı kalmasını Özel Şampuan KullanınPlatin renkli saçlara bakım gerçekten de diğer saç renklerine göre daha bir hassasiyet istiyor. Bunun için özel olarak üretilen şampuanlar ve saç bakım ürünleri vardır. Piyasada marka kalitesinden emin olduğunuz ürünleri kullanarak saçlarınıza en iyi şekilde bakım Doğal Çözümler UygulayınPlatin rengindeki saçlara bakım yaparken doğru çözümlere ulaşmak için çok da para harcamak gerekmiyor. Evde yapabileceğiniz maske ve kürlerle saçlarınızın doğal güzelliğine kavuşmasını sağlayabilirsiniz. Platin saçlar en çok işlem gören saçlar olarak bilinmektedir. Bu nedenle bu saçlara özel bakım yapmak gerekir. Saçlarınızın daha sağlıklı, parlak, güçlü ve istediğiniz gibi şekil alması için kullanmanız gereken tek yöntemin ısıtıcılar veya kuaför çözümleri olduğunu düşünmeyin. Evde saç bakımı uygulayarak da saçlarınızda istediğiniz güzelliği elde Ten Renginizin Uyumluluğunu Kontrol EdinPlatin renk, her ten rengine uygun değildir. Açık tenlilere daha çok yakışacağının bilincinde olarak hareket etmeniz daha güzel sonuç elde etmenizi sağlayacaktır. Ten renginizin uyumluluğuna belirli uygulamalar aracılığı ile Saç Bakım Yağlarını DeneyinArgan yağı, badem yağı, jojoba yağı, hindistancevizi yağı gibi saça iyi gelen yağları deneyerek saçlarınıza bakım yapabilirsiniz. Boyalı saçlara oldukça iyi gelen ve uzun süre boyunca boyanın akmamasını sağlayan bu yağlar aynı zamanda yıpranmayı önler, mat görünümü ortadan kaldırır, saçı Saç Bakım Kremlerini KullanınDuş öncesi veya duş sonrasında saç bakım kremlerini kullanmayı unutmayın. Boyalı saçlarınız daha yumuşak kalacak, yıpranmalar en aza inecek, saç kırılmaları ortadan kalkacaktır. Duş sonrasında kullanıldığında saç derisi nemlenir ve ferahlar. Bu sayede saçınız her zaman canlı Soğuk Suda Duş AlınSoğuk suda duş almak özellikle kış aylarında zor olsa da saçınız için oldukça faydalı bir yöntemdir. Saç sıcak suda daha kolay yıpranır, boya akar, kötü bir görüntüye neden olur. Boyalı saçlarınızı daha uzun süreler kullanmak için soğuk suda duş almanızı öneriyoruz. Saçlarınızı yıkadıktan sonra sıcak suda vücudunuzu yıkayabilirsiniz. Bir de olabildiğince saçlarınıza su değdirmemeniz daha iyi Boyalı Saçları Havlu ile KurutmayınBoyalı saçları havlu ile kurutmak zarar vermektedir. Saçlardaki boya akabilir, saç yıpranır. Yıpranmaların önüne geçmek için düşük sıcaklıklarda saçlarınızı kurutmanız daha sağlıklı olacaktır. Normal boyalı olmayan saçlarınızı havlu ile kurutmanızda bir sorun yoktur. Islak saçlarınızı hızlı kurusun diye saç maşası ile kurutmak en Saçlar İçin Stil ÖnerileriPlatin saçlara bakım kadar önemli bir şey varsa o da saça uygulanacak olan modeldir. Çünkü bazı saç modelleri platin saç rengine çok yakışıyor. İşte sizler için hazırladığımız birbirinden etkili ve güzel platin saç stil önerileri...Saçları Dalgalandırırken Köpükten FaydalanınSaçlarınızı şampuan ile yıkarken köpük iyice oluştuktan sonra saçlarınızı aşağıdan yukarıya doğru toplayın. 10-20 saniye kadar saçlarınızı bu şekilde tuttuktan sonra bıraktığınızda saçlarınızda dalgalı bir görünüm oluşacaktır. Ardından durulama işlemine Kuyruğu Modelini UygulayınSon yılların kendinden en çok söz ettiren saç stillerinden biri at kuyruğu saç modelidir. Bu modeli uygularken ensenizden aşağıya doğru salaş bir şekilde saçlarınızı bırakın. Daha sonra bir bandaj yardımı ile bağlayın ve kenarlardan da biraz sarkıtın. Doğal bir görünümüne ulaşacağınızdan emin İçerik TavsiyeleriSaç Boyama TeknikleriSaçlarda Ombre EtkisiBoyalı Saçlar İçin En İyi Bakım Ürünleri ListesiSıraMarkaFormEtkineoldu Puanı1 Diamond Hair Saç SerumuSerumOnarıcı10/102Elseve Mor Şampuan ŞampuanKırılma Karşıtı10/ Joy SilverŞampuanOnarıcı10/ L'oreal Professionnel Vitamino ColorŞampuanYenileyici/Besleyici10/ Renk KoruyucuŞampuanCanlandırıcı10/ Gör HepsiBurada Fiyatlarını GörN11Fiyatlarını Gör TrendyolFiyatlarını GörBoyalı Saçlar İçin En İyi 5 Bakım Ürünü TavsiyesiYukarıdaki kısımda platin saçlar için bakım önerilerini anlattık. Bu kısımda ise boyalı saçlara sahip kişilerin kullanabileceği bakım ürünlerinden bahsedeceğiz. İşte boyalı saçlar için en etkili bakım DIAMOND HAIR Saç SerumuAradığınFiyatlar HepsiBuradaFiyatını GörN11Fiyatını Gör TrendyolFiyatını GörListemizin ilk sırasında son zamanlarda adını çokça duyduğumuz Diamond Hair markasının saç serumu yer alıyor. Formülündeki keratin proteini sayesinde saçın besin ihtiyacını karşılayan ürün, bu sayede saçın daha hızlı uzamasını destekliyor. İçeriğindeki 12 farklı bitkinin özüyle saçın renginin korunmasına destek olan ve bakımını yapan ürün aynı zamanda saçın nem dengesini sağlıyor. Bu sayede saçlarınız daha önce olmadığı kadar canlı ve güçlü olur. Son olarak bu ürünün Ozon minerali sayesinde saç derisini ferahlattığını Elseve Mor ŞampuanAradığınFiyatlar HepsiBuradaFiyatını GörN11Fiyatını Gör TrendyolFiyatını GörÖzel formülü sayesinde saçı güneşten gelen zararlı ışınlara karşı korumaya alan Elseve şampuan, ilk kullanımdan itibaren saçlarınızdaki kırılmaları önlüyor. İçeriğindeki mor renklendiriciler sayesinde saçlarda zamanla oluşan istenmeyen yansımaları ortadan kaldıran ürün, bu sayede her zaman daha canlı ve güzel gözüken saçlara sahip olmanızı destekliyor. Ek olarak saçın bakımını yaparak hasar görmüş bölgelerin onarımını sağlayan bu şampuanın rengi açılan kişiler için ideal olduğunu Ashley Joy Silver ŞampuanAradığınFiyatlar HepsiBuradaFiyatını GörN11Fiyatını Gör TrendyolFiyatını GörListemize bir diğer mor şampuan olan Ashley Joy Silver Şampuan ile devam ediyoruz. Boyatılan saçların renkleri zaman içerisinde değişmeye başlar. Bu yüzden de bir mor şampuan kullanmamız gerekir. Ashley Joy markasının bu ürünü özel içeriği sayesinde saçlarınızdaki istenmeyen tonları alarak yerine daha parlak ve canlı bir yansıma bırakıyor. Formülündeki A vitamini ve Pro vitamin B5 sayesinde saçlarınızın parlaklığını arttıran ürünün bu sayede daha ışıltılı saçlara sahip olmanızı sağlayacağını L'oreal Professionnel Vitamino Color Aox Boyalı Saç ŞampuanıAradığınFiyatlar HepsiBuradaFiyatını GörN11Fiyatını Gör TrendyolFiyatını GörLoreal Professionnel markasını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Organik bileşenlere sahip içeriği sayesinde saçın ihtiyaç duyduğu bakımı uygulayan şampuan, bu sayede bakımsızlıktan kaynaklanan kırılmaları ve yıpranmaları engelliyor. İçeriğindeki Magnezyum ve E vitamini sayesinde saç köklerini besleyerek daha canlı olmalarını sağlayan ürün aynı zamanda saç derisini rahatlatıyor. Bu sayede kepek, mantar ve egzema gibi saç derisi hastalıklarından Elseve Renk Koruyucu ve Nemlendirici ŞampuanAradığınFiyatlar HepsiBuradaFiyatını GörN11Fiyatını Gör TrendyolFiyatını GörBoyalı saçlar için bakım önerilerini verdiğimiz içeriğimizi Elseve markasının bu bakım şampuanıyla bitiriyoruz. Özel formüle edilmiş içeriği sayesinde saçı çevresel etkilerden koruyarak renginin daha uzun süre boyunca canlı ve parlak kalmasını sağlayan şampuan, bu özelliği sayesinde çok tavsiye ediliyor. Saçtaki turuncu yansımaları alarak parlak bir ton bırakan ürünün daha güzel saçlara sahip olmanızı destekleyeceğini de saçlar için en iyi bakım ürünleri nelerdir?Boyalı saçların hem bakımını hem de rengini korumak için özel olarak geliştirilen birçok ürün vardır. Boyalı saçlar için bakım ürünleri arasında; Diamond Hair Saç Serumu, Elseve Mor Şampuan, Ashley Joy Silver Şampuan, L'oreal Professionnel Vitamino Color Aox Boyalı Saç Şampuanı, Elseve Renk Koruyucu ve Nemlendirici Şampuan gibi boyalı saçlara özel bakım ürünleri tercih saça nasıl bakım yapılır?Platin saç renginizin her zaman canlı ve aynı renk kalmasını istiyorsanız;Saç Maskesi Kullanın, Isıdan Koruyun, Yanınızda Sprey Taşıyın, Özel Şampuan Kullanın, Doğal Çözümler Uygulayın, Ten Renginizin Uyumluluğunu Kontrol Edin. Platin saç rengi hangi ten rengine yakışıyor?Her tende insana yakışan platin sarısı kadınlar tarafından oldukça fazla tercih ediliyor. Açık tenlilere cildi solgun gösteren bu renk, özellikle kumrallar tarafından saç kimlere yakışır?Platin, çoğu ten rengine uyumlu bir saç rengidir. Açık renkli tene sahip bireylerde platin saç rengi yüzü soluk gösterebilir. Eğer ten renginiz açıksa veya çok koyuysa platin saç yaptırmanızı saça hangi şampuan kullanılır?Platin saçlara özel olarak üretilmiş çeşitli şampuanlar kullanılarak saç renginin daha da kalıcı olması sağlanabilir. Bunun için iyice araştırma yapıp doğru şampuanı seçmek çok önemlidir. Aşağıda önerdiğimiz şampuanları seçerek saçlarınıza hem bakım yapabilir, hem de daha uzun süre kalmasını saç rengi nasıl korunur?Platin saç rengini korumak için bakım yapmak gerekir. Bunun için yukarıda vermiş olduğumuz yüksek ısıdan uzak durun, saç bakım kremlerini kullanın, saç yağlarını deneyin, saçınızı yıpratmayın gibi önerileri dikkate sarısı rengi akar mı?Platin sarısı en hızlı akan renklerden birisidir. Bu yüzden bakımına özen gösterilmeli ve dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Kişi saç bakımına özen göstermezse kısa sürede saçlarındaki boya akacaktır.
Bir kısmının ağrısı yeni başlamıştır ve ilk kez muayene olmak için gelmişlerdir, bir kısmı ise daha önce doktorlara başvurmuş, filmleri çekilmiş, ilaç ya da fizik tedavisi görmüşlerdir. Bir kısmı ise Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanı tarafından daha önce muayene edilmiş ve kendilerine bel fıtığı ameliyatı olmaları önerilmiştir. Ya doktor ameliyat derse ne yaparım, ameliyat olursam sakat kalır mıyım? Hayatıma normal bir şekilde devam edebilir miyim ? Ameliyat olursam tekrar çalışabilir miyim, işimi kaybeder miyim? Bu ameliyat için çok riskli diyorlar umarım ameliyat gerekmez. Doktor gerekli dese de mahalledekiler, komşular dediler ki sakın olma! İş yerinde bir arkadaşın bir tanıdığı ameliyat olmuş sakat kalmış…….. Biçiminde soru işaretleri ile dolu zihinler, kafa karışıklıkları, tedirgin yüz ifadeleri, bazen daha önce başvurdukları hekimlere güvensizlik duygusu ile her gün defalarca karşı karşıya gelmekteyim. Bazı hastalar şiddetli ağrı nedeniyle oturup kalkamaz, çalışamaz, uyuyamaz, günlük temel ihtiyaçlarını gideremez haldedirler. Yaşam kaliteleri anlamlı derecede azalmıştır. Bir kısım hastada ise sorun sadece bel, kalça ve bacakta ağrı ve uyuşma değil, daha da önemlisi bacak ve ayak kaslarındaki güçsüzlük ya da idrar ve dışkı yapamamak da olabilir. Bel fıtığı nedeniyle sıkışmış ve ezilmiş olan sinir kökü üzerinde gelişen ödem, bacağa, ayağa, mesaneye giden kaslarda değişik derecelerde felçler gelişmesine neden olabilir. Bel fıtığı hastalarının çok az bir kısmı, yaklaşık olarak % 5’i gerçekten ameliyat ile tedaviye ihtiyaç duyarlar. %95 oranındaki bir hasta grubu ise, ilk aşama tedavisi olan ilaç tedavisi, istirahat ve fizik tedavisinden fayda görürler. Ayağında kuvvet kaybı olan, idrar ya da dışkı yapmakta sıkıntı çeken ve birinci ile ikinci aşama tedavilerinden yeterince fayda görmeyen hastalar için ameliyat doğru ve gerekli bir tedavi yöntemidir. Birinci aşama tedavisinden fayda göremeyen hastalar ise ikinci aşama tedavileri olan ve oldukça sık kullandığımız basit girişimsel yöntemlerden fayda görürler ve ağrıları kaybolur radyofrekans, lazer nükleoplastisi, epidural enjeksiyonlar…. Yukarıda da belirttiğim gibi, sadece % 5 civarında olan çok az bir hasta grubu ameliyata ihtiyaç duyar. Bu hastalar ya sözünü ettiğimiz birinci ve ikinci aşama tedavilerine rağmen ağrılarında yeterince azalma olmamış, ağrı nedeniyle yaşam kaliteleri bozulmuş olan hastalardır, ya da bacak ve ayaklarında kısmi de olsa kuvvet kaybı olan hatta oldukça ender de olsa daha da ilerisi, idrar ve dışkı yapmakta da zorluk çeken hastalardır. Tıp dilinde cauda equina sendromu’ dediğimiz bu durumda hastaların sadece bacak kasları değil, idrar ve dışkıyı da kontrol eden mesane ve diğer kaslar da çalışmakta güçlük çekmektedir. Gelelim ameliyat konusuna. Bel fıtığı ameliyatı gerçekten riskli midir, zor bir ameliyat mıdır, hastaları ameliyattan sonra zor ve sıkıntılı günler beklemekte midir? Öncelikle her cerrahi işlemin bir riski vardır. Kalçadan iğne yaptırmak da riskli olabilir, tırnak çektirmek ya da bademcik ameliyatı olmak da risk taşıyabilir. Caddede karşıdan karşıya geçmenin de, uçakla İstanbul’dan Ankara’ya gitmenin de riskleri az da olsa her zaman vardır. Eczaneden satın aldığımız her ilacın içinde bulunan prospektüs adını verdiğimiz minicik yazılarla dolu kağıtta en masum ilacın bile ne tür yan etkilerinin olabileceği, riskleri açıkça belirtilmektedir. Tıpta risksiz hiçbir teşhis ve tedavi yöntemi neredeyse yoktur. Önemli olan riskin ne olduğunu, nereden kaynaklandığını ve ne ölçüde olduğunu doğru şekilde tanımlamak, gerekli önlemleri almak ve hastayı doğru biçimde bilgilendirmektir. Risk ne ölçüdedir, nasıl bir risktir, sonuçları ne olabilir? Alınabilir, kontrol edilebilir bir riskle mi karşı karşıyayız yoksa kesinlikle alınmaması gereken bir risk mi vardır ortada? Sizin için az riskli bir ameliyat anneniz için riskli olabilir çünkü kalp ya da şeker hastalığı vardır ve bu rahatsızlığı ameliyat sırasında ya da ertesinde bazı sorunlara yol açabilir. Genel anlamda bir bel fıtığı ameliyatı, tıp diliyle söylemek gerekirse diskektomi’ operasyonu, bacağa uzanan siyatik siniri köküne omurgadan çıktığı noktada baskı yaparak ağrıya neden olan yıpranmış ve fıtıklaşmış disk eklemi parçasını çıkartmak ve sıkışmış olan sinir kökünü rahatlatmak amacını taşır. Ameliyat bir baskı giderme, tıp diliyle söylemek gerekirse bir dekompresyon’ operasyonudur. Siyatik ağrısı ve omurga kanalı darlığı, tıp dilinde spinal stenoz’ için yapılan omurga ameliyatı bel ağrısından çok, bacak ağrısını geçirmeyi hedefler fakat belde başka eklemlerde sorun yoksa hem bacak, hem de bel ağrısı düzelir. Ameliyat genel anestezi altında yapılabileceği gibi, sadece bel bölgesi ve daha alt kısmın uyuşturulması olan spinal ya da epidural anestezi ile de yapılabilir. Ameliyattan birkaç saat sonra hastalar yürüyebilir, tuvalete gidebilir, oturabilir, merdiven inip çıkabilirler ve evlerine dönebilirler. Gerekirse hasta ameliyattan sonra bir gece hastanede kalabilir. Masa başı çalışanlar birkaç gün sonra, ağır iş yapanlar ise bir hafta on gün sonra işlerine başlayabilirler. Hastanın genel durumu ile ve anestezi ile ilgili riskleri bir yana bırakırsak, bizzat bel fıtığı ameliyatı ile ilgili olası risk ve komplikasyonları aşağıda sıralayabiliriz. Ameliyatın hemen ertesinde ağrıları kaybolan hastaların bir kısmı bacaklarında hafif de olsa bir süre devam eden uyuşmalarını dile getirirler. Uyuşukluk ve güçsüzlük belirtileri ameliyattan sonra da belli bir süre devam edebilir. Bazı hastalar ameliyat olmadan önce ayak ve bacaklarında gelişen güç kayıpları, felçler ile başvururlar. Bu durumda ameliyat ne kadar erken yapılır, sinir kökü üzerindeki baskı ne kadar erken kaldırılırsa bacaktaki güçsüzlüğün düzelme ihtimali o kadar yüksektir. Ameliyattan önce bacakta güçsüzlük varsa ve bu güçsüzlük ameliyattan sonra birkaç gün içinde kaybolmazsa bacak kaslarını çalıştırmak için fizik tedavi uzmanları tarafından kasları çalıştırmak amacıyla egzersizler ve reedükasyon adını verdiğimiz bir ek tedavi süreci gerekebilir. Bel fıtığı ameliyatı geçiren hastaların ameliyat ertesindeki 10 senede yaklaşık % 2 ile % 7 arasında aynı yerden tekrar fıtıklaşma riskleri vardır. Tekrar fıtıklaşma riski cerrahi teknik, hastanın kilosu ve yaşam biçimi gibi birçok faktörle yakından ilgilidir. Yaşlı hastaların, kalp hastalığı benzeri özel risk faktörleri olabilir. Warfarin Coumadin, aspirin veya Clopidogrel Plavix gibi kan sulandırıcı ilaçlar kanama riskini arttırır doktorunuzu bu konularda bilgilendirmelisiniz. Diyabetik hastaların genel anlamda biraz daha fazla enfeksiyon riski vardır ve diyabetik hastalardaki sinir iyileşmesi diğer hastalara göre daha yavaş ve az olabilir. Doğru seçilmiş hastalarda bel fıtığı ameliyatının başarı oranı % 90 ile % 95 arasındadır. %5 oranındaki hasta ameliyattan yeterince fayda görmeyebilir. Bu hastalarda cerrahiden fayda görmelerine engel olacak, sinir dokusunun iyileşmesini engelleyecek olumsuz bir tıbbi durum büyük olasılıkla vardır diyabet ya da ciddi sinir hasarı bulunan hastalar . FELÇ KALIR MIYIM ? SİNİR HASARI OLUR MU ? Ağrıya neden olan siyatik siniri, hasta doktora başvurmadan önce de fıtığın baskısı nedeniyle hasar görmüş olabilir. Sinir kökü üzerindeki baskı önce ödem adını verdiğimiz bir tahriş oluşturur, eğer bu tahriş devam ederse ve sinir üzerindeki baskı kaldırılmazsa ağrıların yanında kas güçsüzlüğüne neden olabilecek bir sinir hasarı da eklenebilir. Bazı durumlarda, teknik olarak başarılı bir ameliyat yapılmış olsa da, sinir kökü üzerinde ameliyat öncesi gerçekleşen hasar kalıcı olabilir. EMG incelemesi, ameliyat öncesinde sinirlerin normal çalışıp çalışmadığını, sinir kökünde fıtık nedeniyle gelişen bir hasar olup olmadığını, fıtığın baskısının hangi seviyede, sinirin hangi kökünde olduğunu saptamak amacı ile yapılan ve gerektiğinde ameliyat öncesinde cerraha çok değerli bilgiler verebilen bir incelemedir. Ameliyat sırasında gelişebilecek sinir hasarları da az da olsa mümkündür. Cerrah sinir dokusunun altında bulunan fıtık parçalarını çıkartmaya çalışırken sinir gerilebilir ve hasar görebilir. Sinir doğrudan cerrahi sırasında yapılacak kontrolsüz bir işlem sonucunda veya kanama kontrolü için gereken bası etkisinden de zarar görebilir. Sinir kökü hasarını takip eden belirtiler, belli kasların ameliyat öncesinde var olmayan kuvvetsizliği, his kaybı, mesane ve barsak fonksiyon bozukluklarından, basit uyuşmalara kadar değişebilir. Bel fıtığı ameliyatlarında mikroskop kullanmak, diğer adıyla mikrocerrahi yöntemini uygulamak, ameliyat bölgesini yaklaşık 30 – 40 kat büyüterek ve kuvvetli bir ışık kaynağı ile çok daha aydınlık olarak görmeyi sağlar. Mikrocerrahi yöntemi cerraha ameliyat bölgesine çok daha hakim olma avantajını sağlayarak sinir dokusunun korunması için gerekli özenin gösterilmesine önemli derecede yardımcı olur ve tecrübeli cerrahların ellerinde zaten oldukça az olan sinir hasarı riskini anlamlı derecede azaltır. DAMAR HASARI VE KANAMA Bel fıtığı ameliyatlarında sıradışı durumlar dışında çok önemli bir kanama riski yoktur. Kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda kanama riski daha yüksektir. Gelişebilecek küçük damar kanamaları, bu damarların koter adlı alet ile yakılması ve kanamayı engelleyip pıhtı oluşumunu sağlayan özel maddeler ile kolayca kontrol edilebilir. Hayati tehlike oluşturabilecek büyük damar yaralanmaları, yaklaşık 10 000 ameliyatta 1 görülür. Bu risk cerrahi teknik ile de bağlantılıdır. ENFEKSİYON Omurga ameliyatlarının %2-4'ü arasında yüzeysel cilt enfeksiyonları oluşabilir. Diyabetik hastalarda, kortizon alan hastalarda veya bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda enfeksiyon riski artar. Derin omurga enfeksiyonları, disk ekleminin enfeksiyonu, tıp diliyle diskitis’ daha ciddidir fakat çok daha nadirdir. Bilimsel yayınlara göre vakaların yaklaşık %1'inde veya daha az derin omurga enfeksiyonu oluşur. Benim hasta grubumda bu orann çok daha az olmasına rağmen bu sorun cerrahtan çok ameliyathane koşulları ile ilgilidir. Enfeksiyon riskini azaltmak için genelde ameliyat esnasında antibiyotikler verilir ve ameliyatlar ultra temiz hava akımlı salonlarda yapılır. Eğer derin enfeksiyon gelişirse omurgayı temizlemek ve iltihabı kurutmak için tekrar ameliyat ya da uzun süre yatak istirahati ve yaygın antibiyotik uygulaması gerekebilir. BEYİN OMURİLİK SIVISI SIZINTISI Ameliyat sırasında omurilik ve sinirleri saran dura isimli zarda bir açıklık oluşabilir. Bu zarda herhangi bir sebeple delinme, yırtılma gerçekleşirse omurga kanalındaki sıvı bu delikten dışarı akacaktır. Daha önce aynı bölgeden ameliyat geçirmiş ve sinir kökü çevresinin normal anatomisi bozulmuş, sinir kökü ve çevresinde tıp dilinde fibröz doku dediğimiz bir tür yapıştırıcı, doğal tamir dokusu sinir kökünü ve dura adını verdiğimiz zarı sıkı bir şekilde sarmışsa zarın zedelenme riski daha fazladır. Ayrıca zar yaralanması fıtığın veya kemiğin, zara çok yapışık olması sonucunda da oluşabilir. Zar yaralanmaları ilk kez ameliyat geçiren hastaların %3'ünde oluşur. Dekompresif cerrahi dediğimiz omurga kanalı darlığı ameliyatlarında bu oran daha sıktır, vakaların %8'inde görülebilir. Tekrar ve revizyon ameliyatlarının, ilk ameliyatlara göre daha yüksek komplikasyon riski vardır. Zardaki delik çoğunlukla dikişler ve yamalarla onarılır ve hiçbir hasar bırakmaz. Bazen kendiliğinden iyileşmeye bırakmak daha güvenlidir. Bazen cerrah sıvıyı aktarmak için bir dren koyacaktır. Çoğunlukla sıvı sızıntısı birkaç gün içinde kurur ve uzun dönem etkisi olmaz. Bazen de önlemlere rağmen omurilik sıvısı yaradan dışarı akacaktır. Bu bir enfeksiyon ve menenjit riski taşır ve durumu düzeltmek için tekrar ameliyat gerekebilir. GEÇ DÖNEM NEDBE OLUŞUMU Nedbe oluşumu, vücudun yaralanmaya veya cerrahi işlemlere doğal bir tamir cevabıdır. Cildimizdeki herhangi bir kesi, ameliyat, yaralanma, sonucu bu noktada iyileşme ertesinde dışarıdan da belli olan bir iz kalır. Bu iz vücudun doğal tamir ve yapıştırıcı dokusu olan fibröz doku adını verdiğimiz dokunun izidir. Sinirlerin bulunduğu alanın oldukça dar olduğu omurga kanalında cerrahi sonrası böyle bir nedbe dokusunun vücut tarafından olması gereğinden daha fazla miktarda üretilmesi, nedbe dokusunun sinir köküne baskı yaparak tıpkı bir fıtığın baskısı benzeri şikayetlere, özellikle de ağrıya yol açabilir. Aşırı nedbe oluşumu vakalarında, ameliyat ile bu baskının kaldırılması gerekli olabilir. Nedbe oluşumu cerrahın tecrübesi ya da ameliyat tekniğinden çok vücudun bağışıklık sisteminin özellikleri ile ilgilidir. Son yıllarda nedbe oluşumuna engel olmak amacıyla bazı özellikli ürünler ameliyat esnasında kullanılmaya başlanmıştır. İNSTABİLİTE Omurgamız, vücudumuzda tıpkı bir binanın taşıyıcı kolonlarının gördüğü görevi üstlenir. Omurganın arka kısmında bulunan yapılar, özellikle faset eklemler dediğimiz eklemler, omurganın bütünlüğü, dengesi ve stabilitesi için çok önemlidir. Eğer bu yapılar geniş bir bası giderici uygulamada gereğinden fazla çıkartılmak zorunda kalınırsa, omurgada instabilite dediğimiz bir denge sorunu, kemiklerin birbirleri üzerinde anormal hareketlilik ve kaymalar gelişebilir. Bu durum genellikle ağrılıdır ve ameliyat sırasında ya da ikinci bir ameliyatla ek stabilizasyon ve füzyon, halk arasındaki deyimle bele platin yerleştirerek omurganın dengesini sağlamlaştırmak gerekebilir. YANLIŞ SEVİYEYE YAPILAN AMELİYAT Omurganın, neredeyse birbirinin aynı olan pek çok disk eklemi ve omuru vardır. Cerrah, ameliyat sırasında omurganın doğru yerini ameliyat ettiğini kontrol etmek için sıklıkla röntgen kullanacaktır. Hastaya doğru girişim yapılabilsin diye pek çok güvenlik tedbirleri alınmış olmasına rağmen, yanlış seviye ameliyatı yapılabilir. Doğru seviyeye ya aynı seansta ya da ikinci bir girişimle tekrar yaklaşılması gerekebilir. Doğuştan gelen bazı bel kemiği – kuyruk sokumu kemiği eklemi kaynamaları dışında gerekli önlemler alındığında yanlış seviye ameliyatı yok denecek kadar azdır. Bu riskin ortadan kaldırılması için ameliyathanede ameliyata başlarken ve gerekirse ameliyat sırasında da kullanılabilecek, fluoroskopi adını verdiğimiz özel bir röntgen aletinin mutlaka bulunması ve aletin görüntülerinin yeterince kaliteli olması gerekmektedir. SONUÇ Görüldüğü gibi, doğum bazen sancılı olabiliyor, yeter ki bebek sağlıklı olsun. Bel fıtığı ameliyatında gereksiz risklerden kaçınmak için öncelikle tıbbi kurallara dikkatli ve ilkeli bir biçimde uyularak, bu ameliyatın tıbben yapılmasının gerekli olduğu, yaklaşık % 5 lik dar bir gruba giren bel fıtığı hastalarına bu ameliyatı önermek gerekir. Doğru seçilmiş hastalarda başarı oranı doğal olarak çok yüksektir. Hastanın ayağında kuvvet kaybı yok ise, ameliyat öncesi tüm diğer tedavi yöntemlerinin denenmiş olması gerekir. Uygun hastalarda, minimal invaziv girişimler olarak adlandırdığımız epidural injeksiyonlar, radyofrekans uygulamaları ve benzeri basit fakat çok faydalı olabilecek ve hastayı gereksiz bir ameliyata sürüklenmekten kurtarabilecek uygulamaların yapılmasında fayda vardır. Cerrahın tecrübesi de doğal olarak çok önemlidir. Bir yandan cerrahi tekniği ve hakimiyeti, diğer yandan da doğru hastaya doğru ameliyatı eğer gerekli ise ve tıbbi kabul edilmiş kurallar içinde önermesi cerrah seçiminde çok önem taşıyan bir unsur. Ameliyatın yapılacağı hastanenin altyapısı, bir yandan anestezi ekibinin kalitesi, diğer yandan da, güvenlik açısından da olsa yoğun bakım olanakları, ameliyathanenin sterilizasyon koşulları, havalandırma sistemi, ameliyatta kullanılacak ince el aletlernin kalitesi ve ameliyat mikroskobu, ameliyat esnasında kullanılacak radyolojik kontrol amaçlı fluoroskopi gibi aletler ameliyatın daha az risk alarak yapılmasına ileri derecede katkı sağlar. Gerekli tüm koşulların sağlanmış olması durumunda, bir ameliyatın yapılmamasının doğuracağı riskler, yapılmasının doğuracağı risklerin yüz kat daha üzerindedir. Bir yandan müdahalenin yapılmaması durumunda hastanın ağrılarının geçmemesi, yaşam kalitesinin ağrı nedeniyle azalması, bu nedenle iş gücü kaybı, sosyal ve özel hayatta ortaya çıkarttığı kısıtlamalar, alışverişe, toplantılara, gezilere katılamamak, uyuyamamak, çalışamamak gibi kayıplar da hasta tarafından ödenen bedellerdir. Özellikle sinir kökü üzerindeki baskı hastanın ayağında güçsüzlük ortaya çıkartmış ya da idrar yapamamak gibi sıkıntılar yaratmışsa ameliyatın en kısa zamanda yapılması gereklidir. Korku gerçek bir neden dolayısıyla yaşanan bir duygudur, kaygı ise belirsizlik nedeni ile yaşanan bir duygudur. Bir ameliyatla ilgili yeteri kadar bilgi sahibi olmak doğal olarak bir yandan hastanın doğal hakkıdır, diğer yandan da doğru kararı bilinçli bir şekilde verebilmesi için temel bir ihtiyacıdır. **SORU VE GÖRÜŞLERİNİZ İÇİN drtunckoc ** Op. Dr. Tunç KOÇ kimdir? Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde okuduktan sonra uzmanlık eğitimini Fransa'da, Jules Vernes Tıp Fakültesi'nde yaptı. Uzmanlık eğitimini bitirdikten sonra aynı Üniversitenin Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Kliniğinde Uzman Doktor olarak çalıştı. Bu dönemde özellikle Omurga Cerrahisinde günümüzde artık yaygın olarak kullanılan bazı cerrahi teknik ve malzemelerin ilk bilimsel tasarım, deneme ve geliştirilme ekiplerinde aktif olarak çalıştı. Dünyada ilk kez vertebroplasti işlemini uygulayan ekibin içinde yer aldı. Omurga ameliyatlarında kullanılan vidalar ve diğer ürünlerin geliştirilmesinde 1990 yılından beri uluslararası ekiplerin içinde cerrah olarak aktif katkı sağladı. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Alman Hastanesi, Medical Park Göztepe Hastanesi ve İstanbul Cerrahi Hastanesi’nde çalıştı. Full – endoskopik bel ve boyun fıtığı ameliyatları üzerine Güney Kore’de Wooridul Spine Hospital’ de özel eğitim aldı. Özel ilgi alanı, Omurga Cerrahisi’nin son yıllarda ileri teknoloji kullanarak yapılan ve az doku hasarını amaçlayan Minimal İnvaziv Omurga Cerrahisi’dir. Bu konuyla ilgili bir çok uluslararası toplantı, kurs ve eğitimlere katılmıştır.
1028 Son Güncelleme 1027 TAKİP ET Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK, DHA - ZONGULDAK'ın Devrek İlçesi Yılacıkus Köyü'nde, 10 günlük buzağının kırık saptanan sol arka bacağına 3 saat süren operasyonla platin takıldı. 41 yaşındaki Mustafa Korkut'a ait inek, 10 gün önce doğum yaptı. Korkut, buzağının yürümekte zorlandığını fark edince Zonguldak Veteriner Tıp Merkezi'ne götürdü. Buzağının sol arka bacağında diz üstü bölgede kırık belirlendi. Veterinerler Önder Alkan ve Suat Olucak tarafından 3 saat süren ameliyatla buzağının bacağına platin takıldı. Mustafa Korkut, doğumun ardından ineğin ayaklarıyla basması sonucu buzağının bacağının kırılmış olabileceğini, çok üzüldüğünü söyledi. Veteriner Suat Olucak da ineklerin buzağının üzerine yanlışlıkla basması sonucu kırık vakalarına çok sık rastladıklarını belirterek, "Bu durumda platin takarak buzağının yere basmasını sağlıyoruz. Daha önce yaptığımız ameliyatlarda yüzde 90 başarı sağladık. Bu buzağı da aynı şekilde yürüyecek" dedi. FOTOĞRAFLI
bacakta platin ne kadar kalır