🐅 Pot Kırmak Deyiminin Eş Anlamlısı
NureddinSıvarbelki. ATASÖZLERİ – ÖZDEYİŞLER DEYİMLER- TERİMLER (6. Sınıf) 1. Aşağıdaki deyimlerden hangisi “umduğunu elde edemeden geri gelmek” anlamındadır? A) Eli böğründe kalmak B) Eli kolu bağlı olmak C) Eli boş dönmek D) Eli ağzına yetmemek 2.
Sosyolojinin Soruları Anekdotlar bir yana, lütfen görülmekle tanınanların düşünceleri ve eylemleri üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadan ‘ünlü olmak’ (yani tanınmak) ile dinlenilmekle karıştırmayın. Régis Debray’in ‘medyatik’in gücü (‘ medyanın kuralı’nın sıradanlığınkiyle eşsiz bir isabetli karışımı) ikisini boğarken ikilinin ilk
Pot kırmak: (deyiminin anlamı) İstemeyerek yersiz, beklenilmeyen ve karşısındakine dokunacak söz söylemek, gaf yapmak. Gözlerin üzerinde düğümlendiğini görünce, bir pot kırdığını anlayıp kızardı, başını önüne indirdi. "Affediniz" diye mırıldandı. (İlgili cümle kaynağı: Y. Bahadıroğlu)
Gafyapmak, farkında olmayarak karşısındakini kıracak, incitecek söz söylemek. Gaf yapmak, çam devirmek. "Dikkatli ol, bir pot kırma sakın." "Babamla konuşurken pot kırmazsan sevinirim." "Arkadaşın pot kırmaya devam ediyor." Açıklama ve örnek cümlelerle 21281 deyimi sitemizde bulabilirsiniz.
Anlaşmayavarmak, geçip gitmek, pat diye, can vermek deyimlerinin cümle içinde kullanımı. Gözlerine inanamamak, kendine gelmek, kendini alamamak deyimlerinin anlamı, cümle içinde kullanımı. Tıpış tıpış yürümek, nişan almak deyimlerinin cümle içinde kullanımı. Yoluna koymak, yüzü gülmek, çekip gitmek, dalıp gitmek
Pot Büyük gaf. Gaf. Erekte olmuş penis. Aptalca hata. Ereksiyon. Filmdeki çekim hataları. Boner ile ilgili cümleler. English: I've got a boner. Turkish: Ben bir pot kırdım. Boner ingilizcede ne demek, Boner nerede nasıl kullanılır? Make a boner: Çam devirmek. Pot kırmak. Pull a boner: Büyük bir pot kırmak. Büyük bir gaf yapmak.
A Güz B) Niyet Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- C) Fikir D) Fazla nemez? A) "Temel" sözcüğünün eş anlamlısı "esas" sözcü- ğüdür. B) "Aktif" sözcüğünün zıt anlamlısı "pasif" sözcü- ğüdür. C) "Duyu" sözcüğünün eş anlamlısı "organ" söz- cüğüdür.
Aşağıdakiseçeneklerden hangisi “ pot kırmak” deyimini açıklar? A. Bir eşyayı kırmak . B. İstemeden sakıncalı bir söz söylemek . C. Aldatmak, kandırmak . 2. Aşağıdakilerden hangisi deyim değildir? A. Damlaya damlaya göl olur. B. Ocağına düşmek. C. Etekleri zil çalmak . 3.
Bumetinde altı çizili sözcüklerden hangisinin zıt anlamlısı yoktur? A) I. sözcük eş seslidir. B) II. sözcüğün eş anlamlısı “bitkin” sözcüğüdür. A) Cesur B) Dürüst C) III. sözcüğün yerine “daima” kullanılabilir. C) Kurnaz D) Kahraman D) IV. sözcüğün karşıt anlamlısı “geniş” sözcüğüdür. 8.
Pot kırmak deyimi ile eş anlamlı olan Çam devirmek, istemeden birinin tepkisini çekmek ya da üzülmesine neden olmak demektir. Bu deyim, hiç farkında olmadan
MoleküllerArası Etkileşimler – İş Sağlığı ve Güvenliği Tez Yaptırma – İSG – İş Sağlığı ve Güvenliği Tez Yaptırma Ücretleri
G Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler. pot kırmak, gafil: 1. aymaz. 2. ihtiyatsız. gunt ne dir eş anlamlısı ne.
ryThvUa. Pot kelimesinin eş anlamlısı nedir 2 adet karşılığı bulunmaktadır. Pot ile aynı anlama gelen eş anlamlı kelimeler aşağıdaki gibidir; Pot sözcüğüne ait eş anlamlı kelimeler gaf ve patavatsızlık sözcükleridir. Bu kelimeler birbiri yerine kullanılabilir. İlginizi çekebilecek diğer kelimeler Halk bilimi kelimesinin eş anlamlısı nedir? Halk bilimi kelimesinin eş anlamlısı nedir 1 adet karşılığı bulunmaktadır. Halk bilimi ile aynı anlama gelen eş anlamlı kelimeler aşağıdaki gibidir; Halk bilimi sözcüğünün eş anlamlı kelimesi folklor sözcüğüdür. Bu iki kelime birbiri yerine kullanılabilir. Canlılık kelimesinin eş anlamlısı nedir? Canlılık kelimesinin eş anlamlısı nedir 3 adet karşılığı bulunmaktadır. Canlılık ile aynı anlama gelen eş anlamlı kelimeler aşağıdaki gibidir; Canlılık sözcüğüne ait eş anlamlı kelimeler çalışkanlık, faaliyet ve hareket sözcükleridir. Bu kelimeler birbiri yerine kullanılabilir.
pot/pot kırmak Pot dikiş Kötü dikiş sebebiyle kumaşta oluşan büzülme veya kıvrım. Ama şunun düğmelerine bir kez baksana pot dikilmiş. İlikleriyle bir hizaya getirilmemiş ki... H. R. Gürpınar mecazi Yanlışlık, hata, görüşmeydi ama pot üstüne pot... Bazı kağıt oyunlarında oyuncuların tümünce ortaya sürülen eşit miktardaki para veya fiş. Irmakları geçmek için kullanılan bir tür sal. Pot kırmak deyiminin anlamı İstemeyerek yersiz, beklenilmeyen ve karşısındakine dokunacak söz söylemek, gaf yapmak. Gözlerin üzerinde düğümlendiğini görünce, bir pot kırdığını anlayıp kızardı, başını önüne indirdi. "Affediniz" diye mırıldandı. İlgili cümle kaynağı Y. Bahadıroğlu
Kırmak eş anlamlısı nedir, sitemizde eş anlamlısı, zıt anlamlısı, yakın ve anlamdaş kelimeler ve tüm resimli çengel bulmaca, kare bulmaca ve diğer bulmaca sorularını bulabilir ve arama bölümünden bulmaca cevapları ulaşabilirsiniz bulmaca çözerken bilmediğiniz cevaplara ulaşarak bunları öğrenebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz ayrıca bulmaca çözmek Alzheimer riskinizi azaltır, Stresi azaltır, Sözlü becerileri geliştirir, Sosyalleşmenizi sağlar. bulmaca cevapları, kelime bulmaca, çengel bulmaca, kare bulmaca, halka bulmaca, bulmaca oyunları, cevapları, cevabı, eş anlamlısı, halk dilinde, halk ağzı, ne denir, parası, para birimi, mecaz, gazetesi, eski dil, eski dilde, bulmaca sözlüğü, mecazen, simgesi, imi, bir tür, tersi, karşıtı, kısa, bir, resimdeki, artist, yazar, oyuncu, sanatçı, mecazi, bulmaca, bulmacada, sözlüğü, anlamı, nedir, 2 3 4 5 6 7 8 9 harfli, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül, ekim, kasım, aralık, kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları, Kırmak eş anlamlısı nedir
Bu içeriğimizde 8. Sınıf Deyimler ve Atasözleri Konu Anlatımını değerlendireceğiz. Bu konu söz öbeklerinde anlam konusunun temel yapı taşlarındandır. Bu konuyu anlamanız diğer konularda da başarınızı etkiler. Dikkat etmeniz gereken bir husus şudur ki; aşağıda yer alan kavram bağlamı sizin mevcut ders müfredatından farklı olabilir ancak bizim anlatımımız daha kapsayıcı ve atasözleri konusunu tamamen kavrayabilmek için en çok kullanılan deyimleri ve en çok kullanılan atasözlerini bilmeniz bunlar öğrenmek için bol bol kitap okuyarak anlamanızı geliştirmenizi öneririm. Sitemizde sizler için özel olarak hazırlanmış Atasözleri ve Anlamları Sözlüğü yer almaktadır. Bu sözlüğe buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca Türkçeci Mobil uygulamamızda da çok gelişmiş deyimler sözlüğümüz vardır. Uygulamamız hakkında geniş bilgi bu yer alan alt konu başlıklarını tıklayarak alt konular arasında geçiş yapabilirsiniz. Bu anlatımın sonunda aşağıdaki kazanımları elde edecek ve aşağıda yer alan soruların cevaplarına ulaşmanızı ne amaçla kullanılmaktadır?En sık kullanılan deyimler hangileridir? En çok kullanılan deyimler ve anlamları nelerdir?Deyimlerin özellikleri nelerdir?Sınavlarda deyimler ile ilgili çıkan soru örnekleri nelerdir?Atasözü nedir? Atasözünün tanımı nedir?Atasözleri neden kullanılır?Atasözlerinin özellikleri nelerdir?En çok kullanılan atasözleri hangileridir?En çok kullanılan atasözlerinin anlamları nelerdir?Atasözü ile deyimler arasındaki farklar nelerdir?Atasözü ile deyimler arasındaki benzerlikler nelerdir?Vecize nedir?Vecizeler nerelerde kullanılır?Yargılarına cümleler ve çeşitleri nelerdir?Öznel Anlatım nedir? Sınavlarda öznel anlatım nasıl anlaşılır?Konu İçeriği1 Deyimlerin Özellikleri2 Atasözlerinin Deyim ve Atasözü Arasındaki Farklar3 Vecize Özdeyiş8. Sınıf Deyimler ve Atasözleri Konu Anlatımına “Deyimler“ başlığı ile en az iki sözcükten oluşan söz öbekleridir. Bir durumu, kalıplaşmış söz öbekleriyle ifade eder. Deyimler, üzerinde konuştuğumuz konuların anlaşılmasını kolaylaştırır, anlatımı renklendirir ve çoğu zaman uzun süre konuşularak anlatılamayan fikirleri hızlıca dile getirmeye deyim yönüyle zengindir. Her insan konuşmalarında deyimleri kullanarak cümlelerini mana bakımından Özellikleri1- Deyimler en az iki sözcükten en az iki kelimeden meydana gelir. Bu sözcükler anlamca kaynaşmış bir yapı oluşturur.> “Ateşe tutmak” deyimi ateşe göstererek ısıtmak> “Ateş pahasına” deyimi çok pahalı> “Bir solukta” deyimi çarçabuk, hemen> “Can alıcı” deyimi bir şeyin en önemli yeri anlamında kullanılan Deyimler kalıplaşmış söz kalıplaşmış sözlerdir. Kesinlikle sözcüklerin yerleri değiştirilemez, sözcüklerin yerine eş anlamlıları bile getirilemez.>“Başını beklemek” deyimi “kafasını beklemek” olamaz.>“Yüzüstü bırakmak” deyimi “suratüstü bırakmak” olamaz.>“Pabucu dama atılmak” deyimi “ayakkabısı dama atılmak” olamaz.> “Baltayı taşa vurmak” deyimi “taşı baltaya vurmak” şeklinde Deyimlerin söyleyeni belli millete mâl olan sözlerdir. Milletçe benimsenmiş, söyleyeni belli olmayan sözlerdir. Deyimler ile ilgili hikâyeler dilden dile söylenerek günümüze kadar gelmiştir.>“Çil yavrusu gibi dağılmak” Keklik kuşunun bir adı da çildir. Tüylerindeki benekler yüzünden bu isim verilmiştir. Dişi keklik yavru çıkarınca yavrularıyla hiç ilgilenmez, kendi hallerine bırakırmış. Yumurtadan çıkan yavrular, seke seke etrafa dağılırlarmış. Sözün aslı buradan kalmadır.Zafer Yayınları, 2003, Selim Gündüzalp, “Deyimler ve Öyküler 3”Bu deyim toplu bir hâlde bulunan insanların veya hayvanların her birinin bir yana dağılması anlamında Deyimler genellikle mecaz benzetmeli anlam en az iki sözcükten oluşur. Bu sözcüklerden en az biri mecaz anlamlıdır.>“İçine kurt düşmek” deyimi kuşkulanmak,>“Et tırnak olmak” deyimi birbirinden ayrılmaz kişiler olmak,>“Çam devirmek” deyimi pot kırmak anlamında Gerçek anlamda kullanılan deyimler de deyimler gerçek anlamda kullanılır. Mecaz anlamda kullanılmayan bu deyimler sözlük anlamında kullanıldıkları için herkesçe anlaşılabilir.>“Kimi kimsesi yok” deyimi hiç koruyucusu, yakını bulunmamak,>“Parayla değil sırayla” deyimi parası olanın değil sırası gelenin işi yapılıyor,>“Ağzına bir lokma koymamak” deyimi hiçbir şey yememek anlamında Bazı deyimler fiil şeklindedir, bu deyimler yalnız başlarına kullanılırken mastar ekiyle kullanılır. Fiiller gibi kip ve şahıs eklerini alır.>“Başını ezmek” kımıldamaz hâle gelmek,>“Ruhunu teslim etmek” ölmek,>“Şeşi beş görmek” yanlış görmek,>“İzi silinmek” kendisi ya da etkisi kaybolmak, anlamında Cümle şeklinde deyimler de düşünceyi, durumu, yargı bildirerek anlatan deyimler de vardır.>“Ayıkla pirincin taşını.” çok karışık olan işin içinden çık,>“Sağır sultan duydu.” işitmedik kimse kalmadı,>“Canın sağ olsun.” hata yapıldığında veya bir şey verilmediğinde önemli değil,>“Yorgan gitti, kavga bitti.” anlaşmazlığın nedeni ortadan kalkınca çekişme kalmadı, Bazı deyimler aynı anlamda anlam veya yakın anlamda kullanılan deyimler vardır.>“A’dan z’ye kadar – baştan aşağı” tamamen, hepsini,>“Ağzını yoklamak – ağzını aramak” konuşturarak düşüncesini öğrenmeye çalışmak,>“Ağzının payını vermek – ağzının ölçüsünü vermek” hak ettiğini söylemek, gereken dersi vermek,>“Yere sermek – alt etmek” yenmek anlamında aynı anlamı ifade eden ile İlgili Olarak Örnek bir Sınav Sorusu 2002-OKS1. Bu düşüncede olanların hemen hepsi aynı yolun Toplantıda konuşanların çoğu aynı telden Köyde hiçbir şey değişmemiş; aynı tas, aynı Olayın tanıkları mahkemede aynı ağzı cümlelerin hangilerindeki deyimler aynı anlamda kullanılmıştır?A 1-2 B 1-3 C 2-4 D 3-4Çözüm İlk cümlede “aynı yolun yolcusu” deyimi bu da onun gidişinde, davranışında anlamındadır. İkinci cümlede “aynı telden çalmak” deyimi benzer ifadeler kullanmak, aynı şeyleri söylemek anlamındadır. Üçüncü cümlede “aynı tas, aynı hamam” deyimi değişen hiçbir şey yok, her şey aynı anlamındadır. Dördüncü cümlede “aynı ağzı kullanmak” deyimi benzer ifadeler kullanmak, aynı şeyleri söylemek anlamındadır. Buna göre 2 ve 4 numaralı deyimlar aynı anlamda Bazı deyimler zıt deyimin bir veya daha fazla anlamı olabilir. Bazılarının anlamlarında zıtlık vardır.>“Bir eli yağda bir eli balda” bolluk içinde bir yaşayışı olmak; bu deyimin karşıtı “kıt kanaat” yoksulluk içinde ve güçlükle, anlamındaki deyimdir.>“Ağır canlı” çok ağır iş yapan, bu deyimin karşıtı “eli çabuk” çabuk iş yapan, anlamındaki deyimdir.>“Ayağı alışmak” bir yere gidip gelme alışkanlığı edinmek, bu deyimin karşıtı “ayağını kesmek” bir yere artık gitmez olmak, anlamındaki Deyimler birden fazla anlama da birçok anlamı karşılayabilir. Bazılarının bir anlamı varsa da birden fazla anlamı olan deyimler de vardır.>“Pestilini çıkarmak” 1. İyice ezmek 2. Çok dövmek 3. Adamakıllı yormak>“Temize havale etmek” 1. Sürünüp duran bir işi bitirivermek 2. Yiyeceği yiyip bitirmek 3. Öldürmek>“Yenilir yutulur gibi değil” 1. Yenmeyecek nitelikte 2. Çok pahalı 3. Çok ağır, anlamında ile İlgili Örnek bir Sınav Sorusu 2001 -OKS 1. Her zaman çok konuşurken şimdi sesi çıkmaz olmuş; dut yemiş bülbüle Dizgini ele almış, artık işleri yönetmeye Çektiği sıkıntılar yüzünden yaşamayı istemeyecek duruma gelmiş, canından Sonunda dize gelmiş, kendisinden güçlü olan arkadaşının buyruğunu kabul etme durumuna cümlelerin hangilerinde deyimlerden önce anlamları verilmiştir?A 1-4 B 1-3 C 2-3 D 2-4Çözüm 1. cümledeki “dut yemiş bülbüle dönmek” ve 3. cümledeki “canından bezmek” deyimlerinin anlamları kendilerinden önce cümledeki “dizgini ele almak” ve 4. cümledeki “dize gelmek” deyimleri ise anlamlarından önce Sınıf Deyimler ve Atasözleri Konu Anlatımına Atasözleri ile devam edelim. Atasözleri, çok önceden söylenmiş olan, dilden dile günümüze kadar gelmiş, öğüt bildiren, milletin ortak malı olmuş, tecrübelere dayanan kısa ve özlü anlatım içeren hayat tecrübelerini düşünce ve anlayışlarını öğüt hâlinde söyledikleri özlü ve kalıplaşmış ifadelerdir. Atasözlerinin söyleyeni belli değildir. Halkın yıllardan beri benimsediği, kolay anlaşılan bu sözlerin hepsi, bir dünya görüşü ve hayat dersi Özellikleri1- Kalıplaşmış bir sözcüğün yerine başka bir sözcük hatta eş anlamlısı bile getirilemez. Söz dizimi bozulamaz.> “İki kere iki dört eder.” atasözü kesin ve bilinen bir şeyin tersi olamaz, anlamındadır. “Dört kere dört on altı eder.” şeklinde değiştirilemez.>“Gülme komşuna, gelir başına.” atasözü insan başkasının başına gelen felakete gülerse gün gelir zarara kendisi uğrar, başkaları da onunla alay eder, anlamındadır. “Gülme kardeşine gelir başına.” şeklinde değiştirilemez.> “Sakla samanı, gelir zamanı.” atasözünün “Samanı sakla, zamanı gelir.” şeklinde söz dizimi Kısa ve özlü duygu ve düşüncelerin en az kelime ile ifade edildiği söz kalıplarıdır. Yersiz, gereksiz kelimelerden kaçınılır.>“Su, başından kesilir.” atasözü bir işi en iyi şekilde yapmak için o işte en yetkili kişilerle görüşüp anlaşmak gerekir, anlamındadır.>“Ekmeden biçilmez.” atasözü, çalışmadan iş yapılıp verim alınmaz, anlamındadır.>“İlk vuran okçudur.” atasözü, amaca başkalarından önce ulaşan işini çok iyi bilen ve kazançlı çıkan kişidir, Bazı atasözleri mecazlı, benzetmeli anlam gerçek anlamdan uzaklaşıp yeni bir anlam kazanırsa mecaz anlam oluşur. Atasözlerinde ise genelde bir olay veya durumdan yola çıkılarak öğüt verme söz konusudur. Bu tür atasözleri benzetmeli anlam taşır.>“Su akarken testiyi doldur malı.” atasözü fırsat eldeyken yararlanmasını bilmeli, eldeki imkanları iyi değerlendirerek bol para ve mal kazanmaya çalışılmalı, anlamındadır.>“Denize düşen yılana sarılır.” çok büyük tehlikede olan kişi kendisine zararı olabilecek şeylerden bile yardım bekler, atasözleri de benzetmeli anlam mecaz taşımaktadır.> Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.> Deveye “Neden boynun eğri?” demişler “Nerem doğru ki!” demiş.> Minareyi çalan kılıfını hazırlar.> Katıra “Baban kim?” demişler “Dayım at.” demiş.> Altın eşik gümüş eşiğe muhtaç olur.> At, sahibine göre kişner.> Çivi çiviyi söker.> Keskin sirke küpüne Bazı atasözleri gerçek ne anlaşılıyorsa “atasözünün” anlamı odur. Sözlük anlamda kullanılan bu atasözleri benzetmeli anlam taşımaz.>“Adamın iyisi iş başında belli olur.” Kişinin gerçek değeri işindeki başarısı ve çalışmasıyla, çevresindekilere karşı davranışlarıyla ölçülür, anlamındadır.>“Bugünün işini yarına bırakma.” Bugün yapılması gereken işler gününde, tam zamanında bitirilmelidir, anlamındadır.> Dost ile ye, iç, alış veriş etme.> Son pişmanlık fayda etmez.> Derdini söylemeyen derman bulamaz.> Dost dostun ayıbını yüzüne söyler.> Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz.> Arife tarif gerekmez.> Alacakla borç atasözleri de mecaz anlam Bazı atasözleri hem gerçek hem mecaz anlamda kullanılabilir.>“Ağaç yaşken eğilir.” atasözü ağaç daha yaşken istenilen şekil verilebildiği gibi çocuk terbiyesine de küçük yaşta başlanmalıdır, anlamındadır.> Dikensiz gül olmaz.> Akıntıya karşı kürek çekilmez.> Bal demekle ağız tatlanmaz.> Beş parmağın beşi bir Benzer anlamda kullanılan atasözleri atasözleri aynı konuları anlatır.>“Sütle giren huy canla çıkar.” ile “İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.”>“Derdini söylemeyen derman bulamaz.” ile “Ağlamayan çocuğa meme vermezler.”>Gezen ayağa taş değer.” ile “Çok gezen tavuk, ayağında pislik getirir.”>“Bin ölçüp bir biçmeli.” ile “Sözünü bil, pişir; ağzını der devşir.”>“Sebepsiz kuş bile uçmaz.” ile “Delilsiz cennete bile girilmez.” atasözleri aynı konuyu Bazı atasözleri öğüt ve ahlak dersi bildirir.>“Araba devrilince yol gösteren çok olur.” atasözü kötü bir sonuç ortaya çıkınca öğüt veren çok olur, öncesinde kimse yardımcı olmaz, anlamındadır.> “Güvenme varlığa, düşersin darlığa.” atasözü kişi zenginliğine güvenmemeli, çok harcayıp savurganlık yapmamalı, yoksullaşabileceğin! düşünerek hareket etmelidir, anlamındadır.> Zararın neresinden dönülse kârdır.> Yuvarlanan taş yosun tutmaz.> Yazın başı pişenin, kışın aşı Bazı atasözleri tabiat olaylarını yansıtır.> Dut yaprağını açtı, soyun; döktü, giyin.> Lodosun gözü yaşlı olur.> Mart kapıdan baktırır, kazma kürek Bazı atasözleri toplumun gelenek ve göreneklerini yansıtır.> Bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı vardır.> Kız beşikte çeyiz sandıkta.> Su küçüğün, söz Bazı atasözleri toplumun inanışlarını bildirir.> Allah dağına göre kar verir.> Ecele çare olmaz.> Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane.> Düşmez kalkmaz bir Allah.> Başa yazılan gelir.> Olacakla öleceğe çare bulunmaz.> Akacak kan damarda Bazı atasözleri zararlı ve ahlaka aykırı hayat felsefesi atasözleri aslında belli birtakım durumları ve böyle davranan kişileri eleştiri için veya bu tarz görüşlere sitem için söylenmiştir. Bunları yerinde kullanınca bir gerçeği değil de bir yergiyi veya olayı ifade için söylendikleri kolayca fark edilir.> Bükemeyeceğin eli öp.> Gemisini kurtaran kaptandır.> Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.> Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.> Her koyun kendi bacağından asılır.> İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü.> Devletin malı deniz, yemeyen Atasözlerinin bazılarında ahenkli söyleyiş hakimdir.> Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.> Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama.> Hayır dile eşine, hayır gele başına.> Düğün el ile, harman yel ve Atasözü Arasındaki Farklar1. Deyimler genellikle birkaç sözcükten oluşur. Atasözleri genellikle yargı bildirir, cümle Deyimler bilgi ve öğüt vermez; ama bir durumu anlatır. Atasözleri ise genellikle tecrübelere dayanan öğüt bildiren Deyimler bir durumu anlatır ve anlam yoğunluğu içermez. Atasözleri ise söylenildiği yere göre bazen de her kelimede saklı olan mana derinliğine Atasözleri yalnız başlarına anlam taşır, mutlaka bir hüküm bildirir. Deyimler, ancak kullanıldıkları cümlede anlam ve Atasözü Arasındaki Benzerlikler1. Kalıplaşmış Halkın ortak malıdır, söyleyeni belli Gerçek veya mecaz anlamda Benzer veya zıt anlamda olan deyim ya da atasözleri ile İlgili Örnek bir Sınav Sorusu 2002-OKS Atasözleri, çoğu kez gerçek anlamları dışında, benzetmeli bir anlam atasözlerinden hangisi bu açıklamaya uygun düşmez?A Mum dibine ışık Adamın iyisi iş başında belli Meyveli ağacı Ağır kazan geç A, C, D seçeneklerindeki atasözleri benzetmeli anlam taşımaktadır. Atasözünde anlatılan durumlar birer benzetmedir. Bunlardan yola çıkarak verilmek istenen mesajı bulabiliriz . B seçeneğindeki atasözünde ise benzetmeli anlatım yoktur. Atasözüyle anlatılmak istenen, söylendiğinde herkes tarafından anlaşılan anlamdan başkası değildir. Doğru cevap B’ ile İlgili Örnek bir Sınav Sorusu 2002-OKSDünyada kötülükler olduğu sürece şiddet de olacaktır. Şiddet, şiddetle değil, sevgiyle ortadan kaldırılır. Güzelliklere, güzel duygularla yaklaşmak kolaydır. Önemli olan, insanlık için olumsuz olan durumların karşısına güzel duygularla atasözlerinden hangisi parçada vurgulanan düşünceyle örtüşür?A Kötü söyleme eşine, ağu katar İyilik et denize at, balık bilmezse Halik Aman diyene kılıç İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin Parçada şiddete şiddetle değil de sevgiyle cevap vermeden, olumsuz durumların karşısına güzel duygularla çıkmaktan söz ediliyor. D seçeneğindeki atasözü bu anlamı vermektedir. Cevap D’ ile İlgili Örnek bir Sınav Sorusu 2005-OKS“Haklı bir gerekçesi olsa da, insan yüreğini aklından ayırmamalıdır.” cümlesindeki düşünceyi aşağıdaki atasözlerinden hangisi desteklemez?A Aklına geleni işleme, her ağacı Kimsenin ahi kimsede Öfkeyle kalkan zararla Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı Bu cümleden, akıllı hareket etmek ve düşünerek iş yapmak, insanı pişmanlıktan alıkoyar anlamı vardır. A, C, D seçeneklerindeki atasözleri verilen cümledeki anlamı karşılamaktadır. B seçeneğinde bulunan atasözü bu anlamı vermemektedir. Doğru seçenek B’ ile İlgili Örnek bir Sınav Sorusu 2008-OKSGençliğinde kazanç peşinde koşmayıp zevke dalan hastalığında ve ihtiyarlığında perişan cümle aşağıdaki atasözlerinden hangisinin açıklamasıdır?A Yazın gölge hoş, kışın çuval Damlaya damlaya göl Ayağını yorganına göre Bakarsan bağ, bakmazsan dağ D seçeneğindeki atasözü, bir iş üzerinde gerekli gayret ve çalışma yapılmadan verimli sonuç alınamaz, mutlaka olumlu sonuç isteyenler o işlerle ilgili gerekli çalışmayı ve fedakarlığı yapmalıdır anlamındadır. C seçeneğindeki atasözü, insan giderini gelirine uydurmalıdır, gelirinden fazlasını harcamamalı anlamındadır. B seçeneğindeki atasözü, küçük birimler birike birike büyük bir sermaya oluşturur anlamındadır. A seçeneğindeki atasözü verilen açıklamaya Özdeyiş8. Sınıf Deyimler ve Atasözleri Konu Anlatımının son ara başlığı vecize diğer bir deyiş ile özdeyiştir. Vecize; ünlü kişilerce söylenen, az sözle çok şey anlatan genellikle süslü sözlerdir. Cümle şeklindedir. Söyleyeni bellidir. Bu yönüyle atasözlerinden ayrılır. Özdeyişler, atasözlerindeki gibi mecaz veya gerçek anlam kazanmış işleyen çekenden daha sefildir. EflatunAdalet, mülkün temelidir. AtatürkAilesine bağlı olan vatanına da bağlıdır. Namık KemalAktörlerle farkımız Onlar komedyayı bile bile oynarlar. C. Şahabeddinİnsan kadrini âlemde insan olmayan bilmez. Ziya PaşaKargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar. Hz. MevlanaDikkat, hayatın düşmanıdır. ShakespeareDostluk, iki vücutta yaşayan bir ruh, iki ruhla yaşayan bir vücuttur. AristoDünyayı kalkındırmak isteyen evvela kendini kalkındırsın. SokratesFukaraya, merhamet ve yardım et. Lâkin fakirliğinin ve muhtaçlığının sebebini sorma. Çünkü ihtimal ki sebebini anlarsan merhamet etmezsin. Hz. MuhammedAkıllı adam aklını kullanır, daha da akıllı adam başkalarının da aklını kullanır. Bernard ShawEğri cetvelden, doğru çizgi çıkmaz. Hz. AliEn verimli yağmur, alınteridir. C. ŞahabeddinSevgili öğrencilerim; 8. Sınıf Deyimler ve Atasözleri konu anlatımı şimdilik bu kadar. 8. Sınıf Deyimler ve Atasözleri konusu hakkında tüm yanlış ve eksiklikleri lütfen iletişim formu ile bize bildirin. Şimdiden iyi çalışmalar. Bu konu ile ilgili test mi çözmek istiyorsunuz. Neden Türkçeci Mobil Uygulamasını denemiyorsunuz?Türkçeci mobil uygulaması hakkında daha geniş bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
Pupa yelken ilerlemek deyiminin anlamı * Yelkenlerin arkadan esen rüzgârla dolması. * Hiçbir şeye bağımlı olmadan. Örnek Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu. S. F. Abasıyanık Örnek 2 Batı’da bilimsel araştırmalar, dramatik icat ve keşifler, pupa yelken ilerliyor. T. Halman Örnek 3 Pupa yelken açıldık denize. Papara yemek deyiminin anlamı ve hikayesi * Çok azarlanmak, iyice azar işitmek. Papara Orta oyununda zurnanın adı, sütle ıslatılarak yenen ekmek. Papara yemek deyiminin hikayesi Eskiden de nüfusu çok olan İstanbul’a bazen ekmek deniz yoluyla başka illerden getirilirdi. Çuvallara doldurulan sıcak ekmekler, ezilerek hamura döner, Köprü’den Beykoz’a gelinceye dek de deniz suyunu yiyerek iyice ekmeklikten çıkar, tadını değiştirirdi. İskeleden Beykoz’daki ilköğretim okulu olan Darü’leytam gelinceye dek de bir kez daha yoğrulup çuvalların ipliklerine yapışırdı. Bu hamur topaklarını çocuklar yiyemeyeceğinden bunlardan papara’ yapılırdı. İçinde upuzun iplik parçaları bulunan hamur topaklar, kazanlara doldurularak üzerine biraz yağ karıştırılmış kaynar su boca ediliyor, iyice karıştırılarak bir kez daha hamur hâline getirildikten sonra karavanalara doldurulup yemekhanelere gönderilirdi. Bu yüzden Beykoz Darüleytamı’nm paparası çocuklar arasında çok ün kazanmıştı. Böylece çocuklar, kendilerine karşı olan her türlü olumsuz davranışı papara yemek deyimiyle açıklar olmuşlardı. Pabucu dama atılmak deyiminin anlamı ve hikayesi * Daha iyisi bulununca vazgeçilmek. * Kendisinden üstün birinin çıkmasıyla gözden düşmek, değer ve itibarını kaybetmek. * Herhangi bir konuda geçilmek,aşılmak. * Ahi teşkilatında hileli iş yapanlara verilen dükkan kapatma veya işten men etme cezası. Örnek Yeni bir elektrikçi aldılar, desene Murat’ın pabucu dama atıldı. Pabucu dama atılmak deyiminin hikayesi Eskiden Ahilik teşkilatı bugünün TSE’sine benzer bir işlev görürlerdi. Bir müşteriden bir şikâyet geldiği zaman, şikâyet edilen dükkâna gidilir ve şikâyetin haklı olup olmadığı İncelenirdi. Eğer haklı bir şikâyetse, her branş için ayrı bir ceza uygulanırdı. Ayakkabıcı esnafı için uygulanan ceza ise, bozuk ayakkabıların alınıp dükkânın damına atılmasıydı. Böylece o dükkânın bozuk mal ürettiği anlaşılır ve esnaf çok müşteri kaybeder, zarar ederdi. Parmağını bile oynatmamak deyiminin anlamı * Hiç tepki göstermemek, kayıtsız kalmak. * Duymazdan gelerek yardımda bulunmamak. Örnek Beni dövdüler ama o parmağını bile oynatmadı. Parmak basmak deyiminin anlamı * Önemli bir noktaya dikkat çekmek. * İmza yerine parmağı mürekkebe batırmak genellikle sağ elinin başparmağının ucuna mürekkep sürerek, imza yerine geçmek üzere, bir yere bastırmak. Örnek Ücret artışı konusuna parmak basmak kimsenin aklına gelmemişti. Örnek 2 Ben bu dileğin altına bilmem kaç kuruşluk pul yapıştırtıp, binlerce yurttaşa parmak bastırtıp yirmi metre uzunluğunda bir dilek kâğıdı olarak size sunabilirdim. N. Hikmet Örnek 3 Bu arada benim öteden beri gözüme çarpan bir noktaya şimdi parmak basacağım. B. Felek Parmak ısırtmak deyiminin anlamı * Kıskandırmak. * Herhangi bir davranışıyla şaşırtmak, şaşkınlık vermek. Örnek Yaptığım tatlıyı görünce parmaklarını ısıracaklar. Parmak kadar deyiminin anlamı * Küçücük. * Yaşça pek küçük, henüz çocuk. Örnek Parmak kadar çocukla iş yapılır mı? Parmak kaldırmak deyiminin anlamı * Bir toplulukta tek parmağı havaya kaldırıp söz almak. * Sınıfta ya da bir toplantıda, söz istemek anlamına gelmek üzere, işaretparmağını açık bırakıp öteki parmakları kapalı tutarak eli yukarı kaldırmak. * Olumlu oy vermek için el kaldırmak. Örnek Parmak kaldırarak söz istemeyi öğrenin artık! Parmakla gösterilmek deyiminin anlamı * Az ya da değerli olduğu için dikkat çekmek. Kişiler için de kullanılır. * Az bulunmak. * Çok ünlü bir kimse olmak. Örnek Eskiden liseyi bitiren parmakla gösterilirdi. Örnek 2 Artık çevresinde parmakla gösterilen biri olmuştu. Örnek 3 İbrahim, çevresinde parmakla gösterilen bir adamdı. Parmaklarını yemek deyiminin anlamı * Yemeği çok beğendiğini ifade etmek için kullanılır. * Bir yemeğin çok lezzetli olduğunu anlatmak için kullanılır. * Yenilen şeyin çok güzel ve lezzetli olması. Örnek Böreği değil, parmaklarımızı yedik âdeta. Örnek 2 Makarna o kadar güzeldiki parmaklarımı yedim. Parsayı toplamak deyiminin anlamı * Bir yerdeki bütün kazancı almak. * Verilen emek karşılığını, emek veren değil, bir başkası almak. Örnek Biz durmadan çalışalım parsayı da başkası toplasın olmaz öyle şey! Partiyi kaybetmek deyiminin anlamı * Kazanmak istediği bir mücadeleyi kaybetmek. * Bir kazancı karşındakine kaptırmak. * Başkasıyla çekiştiği bir konuda yenilmek. Örnek Kızın gözlerinden damla damla yaşlar akıyordu. İmam partiyi kaybediyordu. H. E. Adıvar Pusulayı şaşırmak deyiminin anlamı nedir * Yönünü kaybetmek. * Doğru tutum ve davranışlardan ayrılmak. * Doğruluktan dürüstlükten, doğru tutum ve davranıştan ayrılmak. * Güç bir duruma düşerek ne yapacağını bilemez olmak. Örnek İyice pusulayı şaşırmadan uyarmalıyız onu. Örnek 2 Aramızda bir profesör, bir de doçent vardı, hepimiz çoktan pusulayı şaşırmıştık. B. R. Eyuboğlu Pusuya düşmek deyiminin anlamı * Kendisine kurulan tuzağı fark edemeyerek zarar görmek. * Tuzağı kuran kimsenin saldırı alanı içine girmek. Örnek Eyvah, pusuya düşürdüler bizi! Put gibi durmak deyiminin anlamı * Hareketsiz, hiç kımıldamayan. * Kımıltısız, sessiz, anlamsız bir bakışla. Put kesilmek deyiminin anlamı * Sessiz ve hiç kıpırdamadan durmak. * Donuk, sessiz ve kımıltısız bir durum almak, put gibi durmak. Örnek Onun bağırmasıyla herkes bir anda put kesildi! Örnek 2 Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. A. H. Tanpınar Püf noktası deyiminin anlamı ve hikayesi * Bir şeyi yapmak için en önemli husus. * Bir işin en ince, en önemli, en can alıcı yeri. Püf noktası ile ilgili cümleler – Çınar ağacının büyümesinin püf noktasını öncesinde öğrenmiştir. – Yemek yaparken püf noktasına dikkat edilmeli yoksa o lezzet yakalanamaz. – Mesleğin ustası olacaksan işin püf noktasını öğrenmekle başlayacaksın. – Her işin bir sırrı vardır püf noktasına dikkat ederek yapılır. – Elektriği düşürmek için püf noktasını bilmeli. – Dondurma yemeninde bir püf noktası vardır. Püf noktası deyiminin hikayesi Zamanın birinde bir çömlek ustası ve çırağı varmış. Çırak bir gün artık usta olduğunu iddia ederek kendine dükkân açmaya karar vermiş ve bunu ustasına söylemiş. Usta ise, “Evladım sen daha bu işin püf noktasını bilmiyorsun.” deyince çırak bir şey anlamamış ve ustasının onu kaybetmek istemediği için bir şeyler uydurduğunu düşünerek gidip dükkânı açmış fakat yaptığı tüm çömlekler bir süre sonra çatlıyor, o ise bunu engellemek için ne yapsa olmuyormuş. Sonunda dayanamayarak ustasına gidip bu durumu sormuş. Usta, “Sen beni dinlemeyerek gittin fakat ben sana bu işin püf noktasını öğreteyim.” diyerek çömlek tezgâhına oturmuş, çömleği yaparken ara sıra çömleğe hızlıca “Püff” diyerek üflüyor ve çamurun içinde hava kabarcıkların patlatarak, ileride çanağın çatlamasına yol açmalarının önüne geçiyormuş. Pabuç bırakmamak deyiminin anlamı * Pes etmemek, bir mücadelede yenilmemek. * Hiçbir şeyden korkmamak, çekinmemek, yılmamak. * Yapacağı bir işten, korku sebebiyle vazgeçmemek, aldırmamak, korkmamak, yılmamak. Pabuç bırakmamak ile ilgili cümleler – Ben öyle olur olmaz insanlara pabuç bırakmam. – Adam çok esleyip gürledi ama ben pabuç bırakmam. Pabuç pahalı deyiminin anlamı * Zor bir durum içine düşmek. * Bir kimsenin uğraşmaya kalktığı kişinin kendinden güçlü, dişli çıkması durumunda söylenir. * Herhangi bir durumun ya da girişilen bir işin sonunda zararlı çıkma olasılığı bulunduğunu belirtir. * Can güvenliği olmadığı için işten vazgeçilme ihtimali bulunduğu anlaşılır. Örnek Kabadayı bir nara attı, ama karşısındaki bıçağını çekince, baktı pabuç pahalı, kaçmaya başladı. Örnek 2 Baktı ki pabuç pahalı, hemen geri döndü. Paçaları sıvamak deyiminin anlamı nedir * Bir işe başlamak üzere hazırlanmak, kolları sıvamak. * İşe var gücüyle girişmeye hazırlanmak. Örnek Bir an önce paçaları sıvayıp işe başlamak istiyordu. Örnek 2 Paçaları sıvadı, bir beygir kiralayıp köy köy dolaştı. E. E. Talu Paçası düşük deyiminin anlamı * Giyim-kuşamına özen göstermeyen, kılıksız, pasaklı kimse. * Giyimine, kılık kıyafetine pek dikkat etmeyen, sünepe. Paçavrasını çıkarmak deyiminin anlamı * Çok hırpalamak, sağlam yerini koymamak, işe yaramaz bir duruma getirmek. Örnek Beş kişiydiler, adamın paçavrasını çıkardılar. Paçayı kaptırmak deyiminin anlamı nedir * Ele geçirilmek, yakalanmak. * Bir işten kendini kurtaramamak. * Giriştiği işten vazgeçmek istediği hâlde kendini kurtaramamak. * Dilediği gibi davranamamak. Örnek Paçayı kaptırdık bir kere, yakamızı kurtaramıyoruz. Paçayı kurtarmak deyiminin anlamı * İçinden çıkılması zor bir durumdan kurtulmak. * Bir ilişkiden veya önce girişip sonra pişman olduğu bir işten yakasını sıyırmak. Kendini bir dertten, tehlikeden veya zor durumdan kurtarmak. Örnek Çok şükür şu belâlı işten paçayı kurtardık. Örnek 2 Varımızı yoğumuzu teknenin oturmamış tarafına aktararak paçayı kurtardık. B. R. Eyuboğlu Örnek 3 Bu kadar çapraşık işlerin üstesinden gelip paçayı sıyırdığından haklı olarak gurur duyuyordu. Paha biçilmez deyiminin anlamı * Çok yüksek bir değere sahip olduğundan, değeri tam olarak belirlenemeyen. * Değeri ölçülemeyecek denli yüksek Çok pahalı, kıymeti ölçülemeyecek kadar yüksek. Örnek Paha biçilemez tablolar sergilenmişti. Pahalıya mal olmak deyiminin anlamı * Sahip olmak için büyük masraf gerektirmek. * Büyük bir çaba ve özveri sonucu elde etmek. * Büyük zarar ve sıkıntıya neden olmak. * Kolay elde edilememek; para, özveri ve emek gerektirmek; zarara ve sıkıntıya yol açmak. Pahalıya mal olmak ile ilgili cümle – Ev ona pahalıya mal olmuştu. – Bu ev size pahalıya mal olsa gerek. Püsküllü bela deyiminin anlamı * Çok fazla dert ve sıkıntıya neden olan bela. * Çok büyük sıkıntı ve zarar veren kimse ya da şey. * Kişinin başını derde sokan kişi veya durum. Örnek Başıma püsküllü bela kesilen şemsiyeyi nerede unuttum, nerede bıraktımsa, er geç gelip beni buldu. S. Birsel Pas geçmek deyiminin anlamı * Vazgeçmek, caymak. * Bir sırada sırasını bir sonrakine devretmek. * Üzerinde durmamak, önem vermemek, aldırış etmemek. * Bazı iskambil oyunlarında o ele katılmamak. Pasaportunu eline vermek deyiminin anlamı * Kovmak, işten atmak, işine son vermek. Örnek Patron üç işçinin pasaportunu eline verdi. Patırtı çıkarmak deyiminin anlamı * Gürültü yapmak, kavgaya sebep olmak. * Kavga, kargaşa, gürültü çıkarmak. * Gürültülü bir kavgaya yol açmak. Örnek Patırtı çıkarmadan oturun, babanız uyuyor. Patlak vermek deyiminin anlamı * Gizli kalması istenen bir olayın birden ortaya çıkması. * Gizli kalması istenilen ya da hoş olmayan bir durum, bir olay ansızın ortaya çıkmak. Örnek Kim der di ki savaş bu sabah patlak verecek. Örnek 2 İnsanın vuzuhsuzluk içinde her an bir hadisenin patlak vermesini beklemesi kadar fena bir şey tasavvur edilemez. E. İ. Benice Pay biçmek deyiminin anlamı * Ders çıkarmak için bir şeyle kıyaslamak. * Bir fikir elde edebilmek için, durumu bir şey ile kıyaslamak. * Durumu bir kişi veya bir şeyin durumu ile karşılaştırıp yargıya varmak. Pay çıkarmak deyiminin anlamı * Bir olaydan kendi için bir ders çıkarmak. * Bir olaydan deneyim kazanarak tutulacak yolu belirlemek. * Bir olay ya da davranıştan tecrübe kazanmak, hisse kapmak, tutulacak yolu belirlemek. Örnek Bununla beraber muhtar, bu vakadan köyün davası için bir pay çıkarmayı ihmal etmemektedir. R. N. Güntekin Pay vermek deyiminin anlamı * Bir kişiye bir kazançtan hisse vermek. * Küçüğe büyüğe karşılık vermek, saygısızca davranmak. Payını almak deyiminin anlamı * Kendi hakkını almak bir şeyden kendi payına düşeni almak. * Azarlanmak, paylanmak. Örnek Sana oraya gitmememizi söylemiştim, şimdi aldın mı ağzının payını. Örnek 2 Bu gün çok yorulduk ama payımı aldım. Payidar olmak deyiminin anlamı * Ayakta kalmak, yaşamak. * Kalmak, yok olmamak, yaşamak. Örnek Milletimiz ilelebet payidar olacaktır. Örnek 2 Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Atatürk Penceresinden bakmak deyiminin anlamı * Bir olaya belli bir bakış açısından bakmak. Örnek Bu kez eski şarkılarını yeniden yorumlayarak geçmişe bugünün penceresinden bakıyor ve dinleyiciyi yine oldukça etkiliyor. Pes demek deyiminin anlamı * Kaybettiğini kabul etmek, mücadeleyi bırakmak. * Mağlubiyeti kabul etmek, başkasının üstünlüğüne boyun eğmek. Örnek Yenileceğini anlayınca sırtı yere gelmeden pes dedi. Pestil gibi olmak deyiminin anlamı * Çok yorulmak, kımıldamayacak kadar güçsüz düşmek. * Çok yorulup halsiz düşmek. Örnek Pestil gibi yerlerde uzandığıma bakma, anam, ben şu huysuza haddini bildirirdim. N. Hikmet Pestilini çıkarmak deyiminin anlamı * Bir kişiyi çok çalıştırarak yormak ya da dövmek. * Bir şeyi iyice ezmek. * Halsiz bırakmak. Örnek Kazma sallamaktan pestilimiz çıktı. Örnek 2 Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı Peşinden koşmak deyiminin anlamı * Bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak, çok emek harcamak. Örnek Şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. Örnek 2 Zaman oldu en renkli, en ahenkli şekillerin peşinde koştum. N. Hikmet Peşini bırakmamak deyiminin anlamı * Bir şeyi elde etme çabasından vazgeçmemek, bu konuda inat etmek. * Bir kimseyi yada bir şeyi izlemekten vazgeçmemek. Örnek Adamın peşini bırakmayın sakın! Örnek 2 Başımın belası! Peşimi hiç bırakmaz. S. F. Abasıyanık Peşkeş çekmek deyiminin anlamı * Verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla başkasına vermek. * Bir iş yaptırmak için,kendine ait veya başkasına ait bir şeyi hediye etmek * Kendisinin veya bir başkasının malını bir çıkar uğruna birisine uygunsuz olarak vermek. * Başkasının malını bir başkasına bağışlamak. Örnek Yurdu düşmanlara peşkeş çekiyorlar. Örnek 2 Kocasını ardı arkası gelmeksizin kandırdığı yetişmiyormuş gibi bazen genç kızları da şuna buna peşkeş çekermiş. E. İ. Benice Peyda olmak deyiminin anlamı * Birden ortaya çıkmak, kendini göstermek, oluşmak, belirmek. Örnek Köşede bir adam peyda oldu. Pılı pırtıyı toplamak deyiminin anlamı * Bütün eşyalarını toplamak. * İşe yarayan, yaramayan tüm eşyalarını toplayarak gitmeye hazırlanmak. Örnek Pılı pırtıyı toplamış bekliyordu. Örnek 2 O adam buraya gelince pılı pırtıyı toplayıp gitti. Örnek 3 Dört sene sonra ustası pılıyı pırtıyı toplamış, geldiği memlekete geri dönmüş. S. F. Abasıyanık Palas pandıras deyiminin anlamı * Acele olarak, hazırlanmaya zaman bulamadan. * Gereği gibi derlenip toparlanmaya vakit bulamadan, çarçabuk. * Hemen, birden bire,habersiz hazırlıksız, çarçabuk. Örnek Palas pandıras evden çıkmak zorunda kaldık. Örnek 2 Bu skandal üzerine ertesi günü palas pandıras pansiyondan ayrılmak zorunda kaldı. H. Taner Palavra atmak deyiminin anlamı * Abartarak konuşmak, yalan söylemek, olmayacak şeylerden söz etmek. * Bir şeyi abartarak anlatmak veya Olmayan yada yapılmayan bir şeyi gereğinden fazla abartarak söylemek ve anlatmak. Örnek Yalana yakın palavralar savurmaktan kendini alamayan Ragıp Bey, bu sefer tamamıyla masumdu. Y. K. Karaosmanoğlu Örnek 2 Palavra atma güzel kardeşim. Paldır küldür deyiminin anlamı * Büyük ve düzensiz, kaba bir gürültü çıkararak. * Ansızın ve yol yönteme aldırmaksızın, kurallara uymaksızın. Örnek Müdürün odasına paldır küldür dalmıştı. Örnek 2 Paldır küldür merdivenlerden inmeye başladılar. Örnek 3 Bütün eşyamızın paldır küldür uçurumlardan yuvarlandığını gayet iyi hatırlarım. B. R. Eyuboğlu Örnek 4 Hem bir genç kadının, genç bir delikanlının odasına paldır küldür girmesi yakışık alır şey midir? R. N. Güntekin Pamuk ipliğiyle bağlamak deyiminin anlamı * Çok az bir bağla bağlı olan, her an bağı kopabilecek durumda olan. * Etkisi az sürecek, köksüz, geçici bir çözüm yolu bulmak. Örnek Bu işi pamuk ipliğiyle bağladık, ancak bir çözüm bulmalıyız. Örnek 2 Adam pamuk ipliği gibi hayata bağlanmakta. Paniğe kapılmak deyiminin anlamı * Çok şiddetli ve ani bir korku duymak. * Aşırı ölçüde korkup ne yapacağını bilemez olmak. * Çok korkmak, telâşa sürüklenmek. Normal yaşamda yapmayacağı davranışları yapar duruma gelmek. Örnek Çocuklar paniğe kapılacaklar diye endişeleniyorum. Örnek 2 Kendisi ile birlikte gelemeyeceğini anlayınca tam bir paniğe kapıldı. N. Cumalı Para babası deyiminin anlamı * Çok zengin, parası bol olan kimse. * Çok zengin olup parasının ve servetinin hesabını bilememesi, parası pulu, malı çok olan kimse. Örnek Ahmet abinin her yerde yatırımları var, anliyacağın para babasıdır. Para canlısı deyiminin anlamı * Para kazanmayı ve biriktirmeyi çok seven kimse. * Paraya aşırı ölçüde düşkün kimse. Örnek O para canlısı adandan iylik mi beklenir. Para çekmek deyiminin anlamı * Bankaya yatırılmış nakit paranın, bir kısmının ya da tamamının yatıran kişi tarafından geri alınması. * Birinden, çeşitli gerekçelerle para sızdırmak. Para dökmek deyiminin anlamı * Bir şeye çok para harcamak, masrafta yapmak, harcamada bulunmak. Örnek Düğün için az para dökmedi. Örnek 2 Avuç avuç bu fettan kadına para dökerler de doktora on kuruş vermeyi çok görürler. E. İ. Benice Örnek 3 Kardeşimin iyileşmesi için az para dökmediler. Para kesmek deyiminin anlamı * Çok para kazanmak. * Devletin çok para basması. Örnek Bizim büfe âdeta para kesiyor. Örnek 2 Büyük para kesiyor, yeni yeni bilezikler alıyor. H. R. Gürpınar Para sızdırmak deyiminin anlamı * Bir yerden ya da kimseden kandırarak veya zorlayarak para almak. Örnek Kabadayılar esnaftan az para sızdırmadılar. Örnek 2 Ahmet sevgilisinden iyi para sızdırıyor. Post elden gitmek deyiminin anlamı ve cümle * Öldürülmek. * Bulunduğu yüksek mevkiinin kaybedilmesi. Bir başka şekli; postu kaptırmak. * Bulunduğu yüksek makamdan ayrılmak zorunda kalmak, makamını yitirmek. Örnek Post elden gidince kahretti adam Post kavgası deyiminin anlamı * Yüksek bir makam için verilen mücadele. * İktidarı ya da yüksek bir orunu ele geçirme, iş başına geçme çekişmesi. * Bir makamı, işi ya da iktidarı ele geçirme çekişmesi. Örnek Seçimler yaklaştı, post kavgası da başladı. Posta koymak deyiminin anlamı * Korkutmak, gözdağı vermek, tehdit etmek, kabadayılık etmek, kafa tutmak. Posta koymak ile ilgili cümleler – Bana posta koyacak adam daha anasından doğmadı. – Daha dün Kel Mahmut’u yıkayıp yağlayan yavşak bugün kalkmış ona posta koyuyor. R. Ilgaz Postayı kesmek deyiminin anlamı * İlgilenmeyi bırakmak. * İlişkiyi kesmek, gidip gelişi sona erdirmek. * Bir kimse ile alakayı kesmek yada bir şeyi yapmaktan, yürütmekten vazgeçmek. Postu kurtarmak deyiminin anlamı * Kendi hayatını kurtarmak. * Öldürülmek tehlikesini atlatmak. * Can tehlikesini atlatmak, öldürülme tehlikesi olan yerden kaçıp kurtulmak. Örnek Postu kurtardık çok şükür. Pot kırmak deyiminin anlamı * Yersiz olduğu için söylenmemesi gereken bir şeyi bilmediğinden ya da dalgınlığından ötürü söylemek, çam devirmek, gaf yapmak. * Farkında olmayarak, karşısındakine dokunacak bir söz söylemek ya da davranışta bulunmak. * Gaf yapmak, farkında olmayarak karşısındakini kıracak, incitecek söz söylemek. Örnek Dikkatli ol, bir pot kırma sakın. Pösteki saymak deyiminin anlamı ve hikayesi * Herhangi bir kazancı olmayan ve çok yorucu bir iş ile uğraşmak. Bir başka şekli; deli pösteki sayar gibi. * Hiç ilerlemeyen gereksiz ve tatsız bir işle uğraşmak. * İçinden çıkılması zor ve anlamsız bir işle uğraşmak. Örnek Ne mi yapıyorlar? Pösteki sayıp duruyorlar. Pösteki saymak deyiminin hikayesi Eskiden Topbaşı tımarhanesine bir paşa idareci olarak görevlendirilmiş. Paşa idari işlerle uğraşırken, doktorları da incelemiş ve bir süre sonra tıbbî konularla da ilgilenir olmuş. Bu arada delilerle, akıllıları ayırmak için kendince bir metot icat etmiş. Hastalardan birinin önüne bir pösteki koyup, “Haydi bunun kıllarını say” diyormuş. Hasta, “Paşam, hiç pös-tekinin kılları saymakla biter mi?” gibi mantıklı bir cevap vereni akıllandı diye salıyor, oturup saymaya başlayanın ise deli olduğuna kanaat getiriyormuş. Bir gün yine bir hastaya bu testi uygulamak istermiş, fakat hasta “Ne şekilde sayayım?” diye sorunca paşa ne yapacağını bilememiş ve pöstekinin başına oturup sayar gibi yapmaya başlamış. O sırada oradan geçmekte olan bir doktor arkadaşına paşanın ne yaptığını sormuş ve alaylı bir şekilde; “Bizim paşa da pösteki saymaya başladı!” cevabımı almış. Prangaya vurmak deyiminin anlamı * Hapse atmak, zincire vurmak. * Zincire vurmak, ayağına pranga bağlamak. Örnek Prangaya vurulu olarak yıllarca kaldı o hapishanede. Puan tutturmak deyiminin anlamı * Bir şey için gereken asgari puanı kazanmak. * Bir sınavda gereken puanı kazanmak. Örnek Bu sene puan tutturup da üniversiteye girecek miyim bilmiyorum! Punduna getirmek deyiminin anlamı * Bir şey için karşıdakinin itiraz edemeyeceği bir an yakalamak. * Bir şeyi yapmak için uygun şartları elde etmek, fırsat kollamak. Örnek O döner dönmez bir punduna getirip tanıştırayım sizi. A. İlhan Örnek 2 Punduna getirir getirmez patlattı yumruğunu. Punt Fırsat, bir şey için en uygun zaman. Pusu kurmak deyiminin anlamı * Saldırmak için gizlice beklemek. * Saldıracağı kimseye görünmemek için bir yere gizlenip onun oradan geçeceği zamanı kollamak, beklemek. Örnek Düşmanlarımızın pusu kurduğundan tam zamanında haberdar olmuştuk. Para tutmak deyiminin anlamı * Kazandığı parayı biriktirebilmek. * Kazandığı paranın hepsini harcamayıp birazını artırmak, biriktirmek. * Satın alınan şeyin karşılığı… kadar para olarak hesaplanmak. Örnek Yol çok para tuttu. Örnek 2 Aldığımız eşyaların hepsi kaç para tuttu dersiniz? Para yedirmek deyiminin anlamı * Bir kişiye yasadışı iş yapması için para vermek, rüşvet vermek. * Başkasına yok yere para harcamak gereksiz yere biri uğruna çok para harcamak. Örnek Delikanlı kadına çok para yedirdi ama sonuç alamadı. Örnek 2 Her işte biraz para yedirmek gerekiyor. Örnek 3 O binayı yaptırmak için belediyeye az para yedirmediler. Para yemek deyiminin anlamı * Lüzumsuzca para harcamak. * Çalıştığı kurumun parasını çalmak. * Kendi istekleri uğruna, gerekli gereksiz demeden bol bol para harcamak. * Görevinin olanaklarını kötüye kullanarak, bir işi yapmak için birinden yasadışı para almak, rüşvet almak. Örnek İnsanlar artık açıktan para yiyorlar. Parasını sokağa atmak deyiminin anlamı * Parasını çarçur etmek, boş yere harcamak. * Değeri olmayan bir mala para vermiş olmak. * Parasını kazanç getirmeyecek bir işe yatırmak. * Gereksiz harcama ve yatırımda bulunmak. Örnek Adam pamuk işine girerek göz göre parasını sokağa attı. Paraya çevirmek deyiminin anlamı * Bir malı para ile değiştirmek. * Bir şeyi verip yerine para almak. Örnek Çeki paraya çevirdi, harcadı Örnek 2 Gidin, şu dolapları paraya çevirin de gelin. Paraya kıymak deyiminin anlamı * Bir şey için bir miktar parayı elden çıkarmak. * Gerektiğinde para harcamaktan kaçınmamak. Örnek Paraya kıymış, oğluna güzel bir düğün yapmıştı. Paraya para dememek deyiminin anlamı * Çok para kazanmak, çok paraya sahip olmak, bolca para harcamak. * Elde olan parayı az bulmak. * Kazancı bol olmak. Örnek Ahmet fabrikada çalışırken paraya para demiyordu. Parmağı ağzında kalmak deyiminin anlamı * Çok şaşırmak, hayrete düşmek. * Bir duruma pek çok şaşmak, şaşakalmak. Örnek Haftasına kalmadı, o ser şiş kayboldu, semirmeye başladım. Doktorların parmağı ağzında kaldı. P. Safa Parmağında oynatmak deyiminin anlamı nedir * Bir kimseye istediğini yaptırmak, onu her şekilde kontrol etmek. * Birine her istediğini yaptırmak, onu kukla gibi kullanmak. Örnek Beni parmağında oynatamayacaksın alçak herif. Örnek 2 Maşallah, müdür herkesi parmağında oynatıyor. Örnek 3 Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini parmağında oynattı. Pire için yorgan yakmak deyiminin anlamı * Küçük bir olumsuzluk için büyük bir emeği ziyan etmek. * Önemsiz bir yitiğini elde etmek uğruna daha büyük bir zararı göze almak, bir duruma kızarak kendisine daha büyük bir zarar verecek davranışta bulunmak. * Önemsiz bir şey için kızıp daha büyük zarara yol açacak davranış içine girmek. Örnek Niye pire için yorgan yakıyorsun ki sadece gerçekleri söyledim. Pireyi deve yapmak deyiminin anlamı * Önemsiz bir olayı büyütmek, küçük, önemsiz bir olayı çok büyütmek, abartmak. * Küçük, basit bir olayı büyütüp mesele yapmak, aşırı abartmak. Örnek Patronumuz hatayi kabul etmez pireyi deve yapar. Örnek 2 Kardeşim ne pireyi deve yapıyorsun, topu topuna bir bardak kırıldı. Pis pis düşünmek deyiminin anlamı * Derin ve üzüntülü düşünceye dalmak. * Karamsar, derin ve üzüntülü bir düşünceye dalmak. Örnek Pis pis düşünmeyi bırak da bir yol arayalım. Örnek 2 Pis pis düşüneceğine kalk ta işin ucundan tut. Pis pis gülmek deyiminin anlamı * Diğer insanları kızdıracak ya da rahatsız edecek şekilde gülmek. * Birinin düştüğü kötü duruma öç alır gibi, arsız arsız gülmek. Örnek Sen ne biçim adamsın, halime ağlayacağına karşıma geçmiş pis pis gülüyorsun. Pisi pisine deyiminin anlamı * Boşu boşuna, boş yere. * Bir hiç uğruna, kötü bir nedenle, boşu boşuna, yok yere, boş yere. Örnek Pisi pisine vurdular çocukcağızı. Pişkinliğe vurmak deyiminin anlamı * Bir hakarete ya da azarlamaya aldırmamak. * Kendisine yapılan kötü davranışa aldırmamak, kendisine soğuk davranılmasını, önem verilmemesini anlamazlıktan gelmek. * Çıkarı için kötü bir davranışa veya söze aldırmamak. Pişmiş aşa su katmak deyiminin anlamı * Bitmiş bir işi, sonradan yapılan müdahalelerle bozmak. * Yoluna girmiş olan ya da sonuçlanmak üzere bulunan bir işi bozacak davranışta bulunmak. * Olmuş bir işi bozmak yada tamamlanmak üzere bir işi çeşitli sebepler öne sürerek bozmaya çalışmak. Örnek Pişmiş aşa su katabilir, onu buraya sokmayın. Pişmiş kelle gibi sırıtmak deyiminin anlamı * Tüm dişleri gözükecek şekilde gülümsemek. * Yersiz ve aptalca, anlamsız bir biçimde, dişlerini göstererek gülmek. * Anlamsız, çirkin, yersiz, dişlerini göstererek gülmek. Örnek Pişmiş kelle gibi gülmeyi bırak da işine bak. Posasını çıkarmak deyiminin anlamı * Bir şeyi ya da kişiyi sonuna kadar kullanmak, sömürmek. * Birini çok dövmek. * Bir konuyu en ince ayrıntısına kadar eleştirmek. Örnek Ülkenin posasını çıkardılar, biz hâlâ seyrediyoruz. Örnek 2 Onlar öyledir, adamın posasını çıkarırlar. DEYİM NEDİR? Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı ya da söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler. Diğer bir deyişle Deyim; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına “deyim” denir. DEYİMLERİN ÖZELLİKLERİ 1. Deyimler kalıplaşmış sözlerdir, kelimelerin yerleri değiştirilemez ve aynı anlama bile gelse yerine başka bir sözcük getirilemez. Farklı bir sözcük getirilir veya sözcüklerin yeri değiştirilirse, ifade etmeye çalışılan düşünce anlamlı ve cümle akşına uygun olsa bile kullanılan söz grubu deyim sayılmaz. “Başını taştan taşa vurmak” deyimi “kafasını taştan taşa vurmak” biçiminde söylenemez. “Tut kelin perçeminden” deyimi” kelin perçeminden tut” biçiminde kullanılamaz. 2. Deyimler en az iki sözcükten oluşan söz gruplarıdır. Bir sözcük tek başına deyim oluşturamaz. – Ağzını aramak – Bozuntuya vermemek – Fikir yürütmek – Ekmeğini taştan çıkarmak – Elinden geleni ardına koymamak 3. Deyimler farklı farklı söz grupları biçiminde meydana gelmişlerdir. Deyimleri oluşum şekillerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabiliriz. İsim Tamlaması Biçiminde Olanlar Ateş pahası, ekmek kapısı, balık istifi, eşek şakası, anasının gözü vb. Sıfat Tamlaması Biçiminde Olanlar Kara cahil, deli fişek, yarım ağız, püsküllü bela vb. Kurallı Bileşik Sıfat Biçiminde Olanlar Çenesi düşük, içten pazarlıklı, eli açık, maymun iştahlı, gözü kara vb. Mastar Grubu Biçiminde Olanlar Acemilik çekmek, ciğeri beş para etmemek, suratı bir karış asılmak, iki ayağını bir pabuca sokmak, etekleri zil çalmak, göz dikmek, aldırış etmemek vb. Cümle Biçiminde Olanlar Adet yerini bulsun. Dostlar alışverişte görsün. Delik büyük yama küçük. Fol yok yumurta yok. Ayıkla pirincin taşını vb. Eksiltili cümle, ikileme vb biçiminde olan deyimler de vardır. 4. Ne kadar fazla sözcükten oluşursa oluşsun deyimler tek bir kavramı ya da durumu karşılar. Deyimleri atasözlerinden ayıran en önemli özellik de budur. Atasözlerinin arka planında öğüt verme, ders çıkarma gibi unsurlar varken deyimler yalnızca bir durumu bir kavramı belirten anlatım kalıplarıdır. Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek Hayalcilik Üstüne tuz biber ekmek Kusuru artıracak harekette bulunmak Suya götürüp susuz getirmek Herhangi bir işte diğerini alt etmek Atı alan Üsküdar’ı geçti Fırsatı kaçırmak Havanda su dövmek Boşuna uğraşmak Deveye sormuşlar Neden boynun eğri? “Nerem doğru ki” demiş İşin her tarafının bozuk olması durumu 5. Deyimlerin büyük çoğunluğu mecaz anlamlıdır, yani deyim içindeki sözcüklerin karşıladıkları anlamlar ile deyimin karşıladığı anlam farklıdır. Küplere binmek Sinirlenmek Küpün üzerine oturmak anlamında değildir. Derdini dökmek Çekilen sıkıntıların bir bir anlatılması. Ayağının tozuyla Gelir gelmez Burun kıvırmak Beğenmemek Sinekten yağ çıkarmak Olamayacak yerden çıkar sağlamaya çalışmak Ağzı açık ayran delisi Aptal aptal bakan avanak 6. Sayıları az da olsa gerçek anlamlı deyimler de vardır. Deyim içindeki sözcüklerin karşıladıkları anlamlar ile deyimin karşıladığı anlam aynıdır. Çoğu gitti azı kaldı Yapılmakta olan işin en önemli, en zor bölümü bitti. İyi gün dostu olmak Sadece iyi günlerde görünmek. Kimi kimsesi olmamak Yakını, eşi, dostu bulunmamak. Yükte hafif pahada ağır Taşınması kolay olan aynı zamanda kıymetli olan şey
pot kırmak deyiminin eş anlamlısı